Kitap Tanıtımı |
İnsan özgür olarak dünyaya gelir. Her bebek tüm kötülüklerden uzak, saf, temiz ve özgür bir ruh ile doğar. Büyüdükçe aile, çevre, okul, yönetim, beşeri hukuk ilkeleri, din adamları, kanat önderleri, korku, şöhret istenci, şartlanmalar, gelenekler, moda, magazin, endüstriyel hale gelmiş spor ve sanatlar, zulme ayakkabı yapılan teknolojiler, çıkarcı medya, batı dünyasından gelen ikiyüzlü pozitivist ve hümanist düşünceler vb. sonucu özgürlüğünü farkında olmadan adım adım kaybeder. Milim milim eşekleştirilir ve düşünme, sorgulama, analiz etme gibi ihtiyaçlar duymayan putperest bir köle haline getirilir. Daha ileri safhalarda ise köleliğine ve kendisini sömüren efendilerine o kadar âşık olur ki kendi köleliğinin bekçiliğini bizzat kendisi yapar hale gelir. Bu tablo temiz akıl sahipleri için dehşet verici bir durumdur.
Özgürlüğün görülmediği birey zalim bireydir. Aynı şekilde özgürlüğün görülmediği toplum zalim toplumdur. Çünkü özgürlük kavramı adalet kavramı ile iç içedir. Adalet yoksa özgürlük de yoktur. Bu gün tüm dünya bir bütün halinde özgürlüğü kaybetmiştir. Bir ilmin ortasından başlanarak âlim olunamayacağına göre, özgürleşmek için özgürlük ilminin en başından, İbrahimin (a.s) varlığı sorguladığı noktadan başlamak lazımdır. |