Kitap Tanıtımı |
Tren az sonra hareket etmiş ve adeta öfkeli bir boğa gibi gecenin karanlığını bölercesine ilerlemeye başBAıştı. Hızlandıkça çam ağaçları da bir bir geride kalı^Hardı. Kar öylesine fazlaydı ki adeta dere tepe yokmuşçasına her taraf yumurta gibi dümdüz görünüyordu. Sadece çam ağaçları-bütün heybetleri ile adeta yıllar önce vatanları uğruna bu amansız soğuğa direnen askerleri andırırcasına gökyüzüne doğru uzayıp gidiyorlardı. Gecenin karanlığında Sarıkamış'tan Kars'a doğru ilerlerken kompartımandaki yalnızlık hüzünle karışmış ve dedesinin acı hatıraları gözünün önünden bir bir geçmeye başlamıştı. Ufuktaki mor bulutlar onun için umudu temsil etse de belki de Sarıkamış için ölümü, çaresizliği, kanı temsil ediyordu. "Zor yıllarmış o vıllarüdedi kısık ve hüzünlü sesi ile... |