Kitap Tanıtımı |
Beatrice`ten Sonra Birinci Yüzyıl`ın Amin Maalouf`un yapıtları arasında özel bir yeri var: Öteki yapıtları gibi geçmişin tarihine oturmuyor, tam tersine, geleceği öngörmeye çalışıyor. Ama günümüzün gerçeklerini ve saplantılarını geleceği taşımasına karşın yapılan hiç de "falcılık" değil. Yüzyıllardır Doğu`daki pek ünlü ve doğacak çocuğun erkek olmasını sağladığına inanılan "Skarabe (Pislik Böceği) Baklaları"ndan esinlenen Batı`nın açgözlü ilaç firmalarının ürettiği ilaçlar yüzünden dünyadaki kız çocuklarının doğumu giderek azalıyor. Kuzey`de bile tehlikeli boyutlara ulaşan bu ayrımcı doğum yöntemi, yoksul ve bağnaz Güney ülkelerinde, XXI. yüzyılın başlarında, büyük bir felakete yol açıyor: Güney`den Kuzey`e göçler, isyanlar, içsavaşlar, kız kaçırmalar... öngörülmeyen bir kaos! Ters tepen bilimsel ve teknik ilerleme insan eliyle insan türünün geleceğini tehdit etmeye başlıyor. Yirminci Yüzyıl`da palazlanan Yoksul Güney - Zengin Kuzey, gerilik ve modernite çelişkisi, Güney nüfusunun erkekleşmesiyle iyice dayanılmaz boyutlara varıyor.
Amin Maalouf, çok boyutlu okuma gerektiren bu son derece "zeki" romanda, yaşanan felaketlerin içinde, bir babanın kızına olan, derinliği tarifsiz "baba sevgisi"ni de anlatıyor. Beatrice`ten Sonra Birinci Yüzyıl bir mahşer görüntüsü çizerken, evrensel kadını (kadınlığın dünyasını) sevgiyle ele alıyor ve sanki "erkeğin geleceği kadındır" sözünü kanıtlamak istiyor.
(Arka Kapak) |