Bazı Anılar
ISBN 9789754880755
Yayınevi Yalçın Yayınları
Yazarlar Sadun Tanju (author)
Kitap Tanıtımı Sadun Abinin Yalçın Yayınlarında çıkan Bazı Anıları 50 yıllık bir gazetecilik serüveninin kısa özeti (DENİZ SOM, 12 Temmuz 1998, Cumhuriyet gazetesi) Aslında kaptan olmak istiyormuş, ama kısmette yazar olmak varmış. Babıâlide çıktığı yolculuk kırk yıldır sürüyor; sıra anılarını yazmaya geliyor; Tanjunun Bazı Anılar kitabı Yalçın Yayınlarından çıktı; uzun bir filmden belleğin makasıyla kesilmiş parçalar; ama renkli, çarpıcı, düşündürücü Yaşantının anıya dönüşmesi, yaşandığı andan sonra bir saniye bile geçmeden başlıyor; bellekte tortulaşması bir ömür boyu sürüyor; benim de Saduna ilişkin nice anım var, uzun süre Cumhuriyette birlikte çalıştık Tanju gazetede hem yazardı, hem Müessese Müdürüydü; bir koltukta iki karpuz (İLHAN SELÇUK, 28 Temmuz 1998, Cumhuriyet gazetesi) Eğer Hakkı Devrim iki satır yazmasaydı, Zeki Kuneralpin ölümünü bilemeyecektik. Türkiye Cumhuriyetinin Paris, Bern, Londra, Madrit Büyükelçisi ve Dışişleri Genel Sekreteri Kuneralpin hazin bir hikâyesi vardır. Sadun Tanju, Onun için meslek hayatı bu kadar başarılarla dolu, fakat özel hayatı onun kadar dramlara sahne olmuş bir başka insan tanımadım der. (Bazı Anılar Yalçın Yayınları) () İşte Zeki Kuneralp, bu Ali Kemalin oğludur. Babası linç edildiği yıl, 8 yaşındadır, annesi onu yanına alıp, Avrupadaki ablalarının yanına götürmüş, orada büyümüş, Paris Hukuk Fakültesini bitirmiş, annesi onu okutmak için Bern Büyükelçiliğimizde mahalli katip olarak çalışmıştır. (HASAN PULUR, 7 Ağustos 1998, Milliyet gazetesi) Onun için Bodrum (belki), sürgün yeri değil; tersine, bir üretkenlik yeri. Çünkü Bazı Anılar (Yalçın Yayınları, İstanbul) o yakanın ürünü. Kendini dinlemenin ve özyaşamını sorgulamanın ürünü. () O, öncelikle bir gazeteci. Evvel eskinin, örnekleri artık kalmamış bir gazeteci türü örneği. Bazı Anılarda onun çocukluğuna gidiyoruz, aynı kuşak okuru Tanjunun anlattıklarında kendi geçmişini bulacaktır, inanıyorum. () Tanju mesleğin her dalında çalıştı, dağarcığı bilinmedik, duyulmadık anılarla dolu bir hazinedir. (TARIK DURSUN K., 11 Ağustos 1998, Yeni Yüzyıl gazetesi)