Kitap Tanıtımı |
´´İstanbul´dan Katmandu´ya uzanan bu yolculukta, kentlerden, derelerden, tepelerden, çöllerden geçecek, varsıllık yoksulluk üzerine düşünecek, insan yaratıcılığının doruklarını ziyaret edeceğiz. Her sabah sevinçle uyanacak, her gece gülümseyerek uyuyacağız. İranlı kadınların çabasıyla motive olacak, Hintli zenneyle raks edecek, Kuetta´da üşüyen ruhumuzu, keçisine sarılan ufaklıkla ısıtacağız. İki gece otobüs ranzalarında uyuyup, 40-50 saat yol yaptıktan sonra sıcak su, temiz çarşaf bulacağız. Zorlu bir yolculuk elbette, hem bedenimiz hem ruhumuz yorulacak.
Hindistan´da dolaşırken, Batı´nın sömürgeci yüzüyle ilk kez karşılaşıyor olmaktan etkilendiğim kadar, onca yoksulluğa karşın insanların bozulmamışlığından, duygularının arınmışlığından da etkilendim. Doğayla uyumlu, kendileriyle ve herkesle barışık yaşamalarının sırrını anlamak istedim. Yalnızca Batı´ya dönük olan yüzümü, ilk kez Doğu´ya da çevirdim." |