Kitap Tanıtımı |
"Dili kötü kullanan bir yazar yerilmeli ama iyi kullanan övülmemeli. Dili iyi kullanmak yeter şarttır çünkü."
"Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya."
"Çocukluğunun elinden tutmayan kişi hiçbir yere gidemez."
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz
hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.
Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.
Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş'ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri... Mesafesi...
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali'yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa... |