Kitap Tanıtımı |
Dün gece yelkencimi öldürdüm! Dümenciyi de denize attım! Sonra çıldırıp cinnetin eşiğinden atlayarak güvertemde delikler açmaya başladım! Güneş derimi kavurururken, denizden önce terimde boğuldum. Daha düne kadar; şiirlerle coşarak, öykülerle yatışarak, arzulu hayallerle uçarak kurduğum imparatorluğumu mavi sulara gömdüm.
Hiçbir oyunun kuralına itaat etmeyeceğim artık! Zira kural denen şeyin hile olduğunu öğreneli çok oldu. Hayatımı imbiklerle damıtayım derken ruhumun buharlaşıp uçmasına engel olamadım. İmparatorluk sandığım köleliğimin zincirlerini kırdığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Sözcüklerden korkmuyorum artık. Ateşin yalazı yüzümü aydınlatırken, dudağımın kenarına ilişen tebessümle, gözlerimdeki keskin ışıltıyla yanan gemiyi izliyorum. Şimdi ayaklarımın karada olmaması lazım. Bir merdiven gerekli bana daha yukarılara tırmanmak için. |