Kitap Tanıtımı |
Neşe Cehiz´in öykülerinde çekingen, utangaç, cinsellik söz konusu olunca yüzü al al olan kızlar var. Yani bakireliği süslü püslü bir şapka gibi başının tepesinde taşıyanlar. Bir de cinsel freni tutamayanlar, kışkırtıcı güdülerini özgür bırakanlar. Yani ötekiler.
Doksanlı yılların başından bu yana farklı türlerde, sessizce ama arı gibi üreten Neşe Cehiz´in iyice ustalaştığının somut örneği olan bu üçüncü öykü kitabı, yaşamın ta içinden gelen hikâyeler toplamı.
"Gözlerimi açtım. Yerde sırt üstü yatıyordum. Başım sağa dönüktü. Elli santim ötemde kalın siyah kazağım duruyordu. Pazardan aldığım erotik iç çamaşırlarım şurada burada saçılıydı. Etim kaynıyor gibiydi. Elim bacaklarımın arasındaydı. Her şey ağır çekimle sürdü. Sızan kıvamlı sıvıyı elimle yokladım. Kanayıncaya kadar acısın istediğim bedenim kanıyordu. Acının rengi, pazardan aldığım çamaşırlar kadar kırmızıydı. Gösterinin izleyicisi değildim. Gösterinin ta kendisiydim. Artık bakire değildim."
"Melike gene acayip şeyler hissetmeye başlamıştı. Beklediğine değmişti. Kendisine yapışan organdan ayrılmak istemiyordu. Kimse onu fark etmezken, hiç değilse bir organ onun farkındaydı. Sertleşen şu zımbırtı, Melike´nin eksiklik duygusunun üzerine, kontraplak üstüne cila yapılmış gibisinden bir parçacık gurur ekliyordu."
(Arka Kapak) |