Kitap Tanıtımı |
"Yalnızlığın kuytu köşesinde kaleme tutunmak sıkı sıkıya. Sana dökemediğim içimi sayfalara haşiyeler düşe düşe boşaltıvermek. Kaygıları, kuruntuları, gergef işlemeli bohçalarda saklanan mazinin yıllanmış hatıraları niyetine kayıt düşmek kâğıda. Hikâye oluyor yazınca duygularım. Şimdi neresinden başlasam hikâyenin?" sorusuna yanıt aramak üzere "Bahar Yağmurumdun" diyerek başlıyor sözlerine Osman Alagöz...
Hassas ve duyarlı bir kalbin, harflere usulca serpiştirilmesiyle oluşan hikâyeler, neye üflenen bir ateş yalımı gibi yakıyor yüreğin tortusunu. Bir Zahra Vaktinde Gurbet Semalarından kayan bir yıldızın Ölüm Buğusu kuşatırken Kalbin Doğusunu, Saatleri Kurmak Gerek sırrına vasıl oluyorsunuz Yeşeren Rüyalar da.
"Kim okur şimdi yazgımı taşıyan hikâyemi? Kim dinler bir yazıcının kendinde başlayıp kendinde biten defterinin haşiyesini? Yoksa yaşanmışlıklar bir başka gönle kelime kelime akınca yeniden mi canlanır? Yeni bir renge mi bürünür ibretlik bir kıssa gibi?" |