Kitap Tanıtımı |
Herkes onun elinden ve dilinden emindı. Kimseyi kırmamaya özen gösterirdi. Toplum içinde kendisine söz verilmeden konuşmaz, gerektiği kadar, yürekten, az ve öz konuşurdu. Inanmadığı bir sözü söylemez, inandığı doğruları dile getirirdi. İfrat ve tefritten uzak daima orta yolu tercih eder ve öyle yaşardı. Insanlara çok değer verir, zıyaretçilerıni hastalığı anında dahi ayakta karşılardı. Aramayanı bile arayan bır hali vardı. Ailesine, evlat ve torunlarına çok düşkündü. Yardımseverdi. Cömertti. Sözünde durma konusunda çok hassastı. Bir söz verdi ise ne pahasına olursa olsun onu yerine getirirdi. Para, mal, mülk, makam gibi hiçbir şeyde gözü olmadı. Dünya hırsına kapılmadı. Nefsine yenilmedi. Şeytanın tuzağına düşmedi. Yaptığı her işte Allah rızasını gözetti. Her durumda şükrü elden bırakmadı. Kibir, büyüklenme, kendini başkalarından üstün görme gibi hastalıklar hiçbir zaman onun semtine uğramamış, tevazuyu elden bırakmamıştı. Sadece farzlarda değil, sünnetlerde bile son derece hassastı. Evde, dışarda, toplumda, yalnızken hep aynı kişi idi. Neyse oydu. Nasılsa öyle görünür, farklı görünmezdi. Tek kişiliği vardı. Her yerde aynı Veyis Ersöz idi. (Tanıtım Bülteninden) ) |