Kitap Tanıtımı |
Babalar buzdolabının içindeki lambaya benzer. Buzdolabın kapısını açmadan lambanın varlığının farkında olmazsınız. Peki, babaların yürek kapısı nasıl aralanır? Kim bilir nice söylenmemiş sözler saklıdır tıpkı kırışık alnındaki çizgilerde kuytuya yatırılmış duygular gibi. Yaşarken yaşadıkları görülmemiş
silik gölgelerimizdir babamız.
Hem kendisinden korktuğumuz tedirgin bir
düş gibidirler, hem de korktuğumuz, canımız yandığında imdadımıza yetişmesini beklediğimiz usulca yanağımıza dokunmasını istediğimiz
yitik dayanağımızdır babamız.
Bir babayı ancak babasını yattığı toprağın altından çağıran bir kızın gözlerindeki çaresizlikten anlayabilirsiniz. En çok kızlar sayıklar babalarının isimlerini. Sesinden önce soluğu yere düşer de
yerden kaldıran baba eli yoktur artık.
Yaşamak ağrısı büktükçe boynumuzu varsa bir avuç gözyaşımız gider mezarında "Ölmek ne kadar uzak böyle baba!" diye tırnaklarız geçmişimizi. Babaları ağlamaz bilir onun adına da yaşlar dökeriz, oysa babalar da ağlar içten içe akıtarak sessiz |