Kitap Tanıtımı |
1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya'da bulunan üç Cumhuriyet (Azerbaycan, Gürcüstan ve Ermenistan) yeniden kendi bağımsılığlarını ilan etdiler. Fakat, Rusyanın müdahilesi ile bölgede kanlı bir savaş başlamıştır. Savaş, Dağlık Karabağ bölgesi dâhil olmak üzere Azerbaycan'ın 7 ilçesini kapsayan ülke topraklarının % 20'sine tekabül eden önemli bir bölgenin Ermenistan işgali altına girmesiyle sonuçlanmıştır. Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ, hâlâ BM teşkilatının gündeminde hallini bekleyen ilk sorunlardan biridir. Hukukî bir statüsü olmadan ?Büyük Ermenistan" projesinin bir parçası olarak silah zoruyla Azerbaycan'dan koparılıp alınan bölge Ermenistan Cumhuriyeti'nin sınırları içine katılmıştır. Buradaki 1 milyonu aşkın Azerbaycanlı ise yurtlarından edilmiş, Ermenistan'la Azerbaycan arasında meydana gelen 1988-1994 savaşlarında ise toplam 32 binden fazla masum Azerbaycan vatandaşı, 16 bin civarında da Azerbaycan askeri öldürülmüştür. Ermenistan'ın bu sorunla kaybı ise bütün komşularından tecrit edilmiş biçimde kendi sınırları içine çekilip yaşamak olmaktadır. Bu da ekonomik bakımdan zaten verimsiz olan Ermenistan nüfusunun son on yılda %50 oranında azalmasına neden olmuştur. 1989 sayımına göre ülke nüfusunun oranı 3.500.000 civarında iken bu sayı günümüzde 2-1,5 milyona kadar inmiştir. 1-2 milyon Ermeni ise ülkeyi terk ederek başta Rusya olmakla, ABD ve Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kalmıştır. Yani hem insan, hem de yaşam bakımından Karabağ iki ülke arasında olduğu kadar bütün Kafkasya'da en büyük huzursuzluk kaynağı olarak kalmaya devam etmektedir. |