Kitap Tanıtımı |
Bu öykü; bazı kötü kişilerin yarıda kesmek istedikleri iki cilt arasında kalın bir yapı. Senin yollarında gezerken ne kadar çok kavgacı varsa hepsine meydan okuyorum. Birilerinden bahsediyorlardı bana birkaç gün önce. Meğer seni korumak için kapı arkalarında meydan dayağı atacaklarmış bana. Fark eder mi? Ben seni hayalini kuramayacağın en büyük aşkla seviyorum. Çok isterlerse senin uğrunda öldürsünler beni, sesim çıkmaz. Cinayet de neymiş? İntihar der geçerim. Ardımdaysa bir iki satır veda notu... 'İntihar etmek nasıl bir şey?' diye sorulmuştu bana. İnan bilmiyorum. Bu öyküde intiharın yer almaması gerekiyor. Çünkü sonuna mutluluk yaraşır. Ben yine de kendimi sensizliğin tutsaklığına hazırlamaya çalıştım. Her ne kadar deneme-yanılma niteliğinde olsa da senin olmadığını düşünmek, kısa çöp kibritin bile yeteceği karanlıklarda diz üstü çöküp teslim olmak gibiydi. Yokluğuna sarılıyorum gecenin koynunda. Bir öykü düşlüyorum kimsenin mutsuz olmaya gücü yetmeyeceği. Düşlediğim öyküyü dinle, ana karakterin delice sevdasını anla, sevgilinin yerine kendini koy ve karakterin sana uzattığı eli asla geri çevirme. (Tanıtım Bülteninden) ) |