Kitap Tanıtımı |
Ayna ile pencere arasındaki benzerliğe hiç dikkat ettiniz mi dostlar, hiç pencereden bakarken aynada kendinizi seyrediyormuş gibi ya da aynaya bakarken pencerenizden tabiatı seyrediyormuş gibi hissettiğiniz oldu mu? Aslında bunda şaşacak bir şey yok. İnsana küçük bir alem, kainata büyük insan nazarıyla bakılmış bir kere...
Damarlarımızda yedi iklimin nehirleri akıyor ya, pekala ırmakların damar damar yüreğimizden geçtiğini de söyleyebiliriz. Dahası duyabiliriz bunu, algılayabiliriz.
...ki, yüksek başlarda zorlu rüzgarlar eser hep.
Gözler duru gökte niçin dinlenir? Belki de gönlün izdüşümüdür gökler. Ya da gönül göklerin yere düşmüş gölgesidir. Ankanın gölgesi yere düşmüş gölgesidir. Ankanın gölgesi gibi düştüğü yeri sultan eder.
Gökler gönlü bazen bizzat düşer; bir bulut yumuşaklığında, bir kuş tüyü hafifliğinde. Çoğu zaman da üç elma olur düşer.
Gökten üç elma düşüyorsa, aslında gök üç elma olmuş düşüyor demektir. Bereketiyle, coşkusuyla, ölmemiş çocukluklar, çocuksuluklar adına...
Elmalar gönle düşer. Yani göğün aynasına... Gökten düşer.
...ki ruhun penceresidir gönül, göğe açılır.
(Arka Kapak) |