Kitap Tanıtımı |
'Kendimizi en çok başkalarından öğreniriz dersem, sanırım yanlış olmaz. Başkalarında beğenmediğimiz davranışlar çoğu kez bizim kendimize yakıştıramadıklarımızdır. Eleştirdiğimiz kişinin bize verdiği 'Sen hiç aynaya baktın mı?' yanıtındaki derinliği görebiliyor musunuz? Bu yanıt bizi yüzleşmeye çağıran bir davet sayılmaz mı? Her aynaya bakma biraz yüzleşme içerir. Sessiz olarak kendimize sorduğumuz soru; muhtemelen 'Nasılım ben? Nasıl görünüyorum? şeklindedir. Kendisiyle yüzleşmeye cesaret edemeyenin aynalarla arası açıktır.''Doğada hiçbir şey durağan değildir. Sürekli bir devinim ve değişim halindedir. Bu devingenliğe, ritme insanlar uyum sağlayamadığında, yani dansa ortak olmadığında sorunlar başlıyor. Her varoluş kendini dansla ifade eder. Bütüne ulaşma çabasıdır dans. Parçaların birleşmesidir. Şiirde kelimeler, resimde boyalar, müzikte notalar, aşkta ise kalpler dans eder, ruhlar da kuşkusuz.''Bence hasta ve mutsuz insan yoktur, olsa olsa ihtiyaçları olan, engellenmiş, gölgeleri kalınlaşmış insan vardır. Boyun eğişte güvenlik arayan insan aynen bir uyuşturucu bağımlılığında olduğu gibi dozu giderek arttırır, bir bakar ki kendinden eser yok, sırf gölge olmuş. Başkalarıyla iletişimi gölgeleri aracılığıyla olur. Doyumsuzluğun, yaşama sevincinin azlığı bundan.' (Tanıtım Bülteninden) ) |