Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Adil Yargılama Hakkı ve Türkiye
ISBN 9786054144815
Yayınevi Adalet Yayınevi
Yazarlar M. Serhat Kaşıkara (author)
Kitap Tanıtımı Tarihin başlangıcından günümüze kadar gelen zaman diliminde -Adil Yargılanma ilkesi- çok ciddi aşamalar kaydederek, günümüzde birçok anayasa, uluslararası sözleşme ve ulusal yasada güvence altına alınmıştır. Adil yargılanma hakkı en açık ifadesi ile ilk kez Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde -AİHS- ifadesini bulmuş, adil yargılanma hakkının temelini teşkil eden birtakım hak ve ilkeler, Sözleşme hükmünde açıkça ifade edilmiştir. Bu hakkı tamamlayan bir kısım hak ve ilkeler ise, adil yargılanma hakkının zımni unsurları olarak Avrupa İnsan Hakları Organlarının içtihatları ile belirlenmiştir. Adil yargılanma hakkı genel itibariyle, yasayla ve yargılama konusundan önce kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından; makul bir süre içerisinde; hakkaniyete uygun yargılanma; yargılamanın açık yapılmasını ve hükmün açık oturumda verilmesini isteme; masumluk karinesinden yararlanma; suçlamadan önceden haberdar edilme; savunmayı hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma; kendi kendini savunma veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanma; iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme; duruşmada kullanılan dili anlamadığı ve konuşamadığı takdirde ücret ödemeksizin tercüman yardımından yararlanma haklarını içermektedir. Bireysel başvuru hakkının ülkemiz tarafından kabul edilmesi ile başlayan süreçte kişi hak ve özgürlüklerinin uluslararası hukuk konusu olarak denetlenmesi önem kazanmış ve buna paralel olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular neticesinde alınan mahkumiyet kararları sonucu mevzuatımızdaki eksiklikler görülmüş ve son yıllarda bu eksiklikleri giderici çalışmalar yapılmıştır. Adil yargılanma hakkının incelendiği bu çalışma ile amaçlanan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde açıkça ifadesini bulan ve en temel insan haklarından biri olarak kabul edilen adil yargılanma ilkesinin ilgili mevzuatımızda yer alan hükümler ışığı altında, hukuk sistemimize yansımalarını ortaya koymak, bununla beraber pratik nedenlerden ve mevzuattan kaynaklanan problemlere değinerek hukuk sistemimiz açısından ideal olana küçük de olsa bir katkı sağlamaktır.