Kitap Tanıtımı |
Avrupa Birliği günümüz Türkiye toplumunu derinden etkileyen bir olgu haline dönüşmüştür. Artık Türkiye 1999da başlayan adaylık sürecini 2005te müzakereci ülke konumuna yükselerek taçlandırmış; demokratikleşme, sivilleşme ve özgürleşme çabası ve ekonomik kalkınma hamleleri ile bölgesinde göz dolduran bir ülke haline gelmiştir. Ne var ki, Türkiyenin müzakereci ülke olmasının hemen öncesinde, ilk olarak, Avrupanın kendi içyapısında ve daha sonra da Türkiye coğrafyasında kimlik politikaları ve problemleriyle yüzleşilmeye başlanmıştır. Avrupa, kimlik politikalarını 1993 Maastrich Anlaşmasıyla gündeme getirmiştir. Bu politikaya ihtiyaç duyulmasının arkasında, SSCBnden bağımsızlığını ilan eden ve Birliğe üyelik başvurusunda bulunan ülkelerden Avrupa kimliğinin ayırt edici parametrelerini vurgulamak, kendini bir uygarlaşma modeli olarak meşrulaştırmak ve genişleme süreci sonucunda gittikçe çoğalan vatandaşlarında Birlik düzeyinde güçlü bir aidiyet hissi oluşturabilmek amacıyla özgün bir Avrupa kimliği kurgulama çabasına girişmiştir. Bu dönemde Türkiye ise kendi içinde uluslaşma sürecini tamamlama ve bünyesinde var olan farklı etnik kökenlerle bir arada yaşayabilme pratiğini yansıtabilme arayışındadır. Öte yandan bigâne kalamadığı ve kalamayacağı bir Avrupa ve batılılaşma olarak gördüğü bir modernleşme süreciyle baş edebilmeye çalışan Türk toplumunda yüzleşilen bu olgulara karşı sosyo-politik ve kültürel anlamda farklı kimliklerin oluşmasına sahne olmuştur. Sözü geçen bu kimlikler, Osmanlı son dönem batılılaşma sürecinde oluşmuş, yeni Türk Cumhuriyetinin kuruluşuyla kırılmaya uğramış ve son dönem Avrupa Birliği entegrasyonu sürecinde değişim ve dönüşümlere maruz kalmıştır. Tüm bu yaklaşım ve perspektiflerin ışığında bu eser, Marmara Üniversitesi Avrupa Topluğu Enstitüsü Avrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası ilişkiler Anabilim Dalında Kasım 2002de tamamladığım doktora tezimin güncellenmiş ve genişletilmiş bir çevirisidir. "Identity Problems of Turkey during the European Union Integration Process" adını taşıyan ve aynı başlıkla çevirisini yaptığım bu çalışmada pek çok kişinin emeği var. Öncelikle tez danışmanım Prof. Dr. Nedret Kuran Burçoğlu, karşılıklı kültür analizi ve kimlik çözümlemeleri gibi çok soyut, komplike ve her an kategorik yaklaşımlara dönüşme tehdidiyle yüzleşilebilecek bir konuda, engin tecrübesini, zamanını, emeğini, büyük bir hoşgörüyle hasrederek ve ciddi zorluklar yaşadığım her dönemde değerli katkı ve öneriyle teşvik ederek bu çalışmanın en önemli mimarı olmuştur. Bu vesileyle kendilerine sonsuz saygı ve minnet hislerimi dile getirmek isterim. Öte yandan Keel Üniversitesinden Prof. Dr. Christopher J. Brewin, bir Avrupalı gözüyle çalışmayı değerlendirmiş ve özellikle Avrupa ve Türk kimliklerinin karşılıklı analiz ve karşılaştırılmasına yönelik değerlendirmeleriyle önemli katkılar sağlamıştır, teşekkür ediyorum. Aynı zamanda Türk kültür ve kimliği ve Türkiyenin batılılaşma ve modernleşme serüveni temaları hakkında değerli bilgilerini benimle paylaşmasından ve edebiyatçı kimliğiyle çalışmanın uslübunun şekillenmesinde esirgemediği değerli yardımlarından dolayı dayım Yrd. Doç. Dr. Ali Budaka ve yurtdışında bulunduğu uzun yıllar boyunca Avrupanın farklı ülkelerinde Türk kimlik ve imajına yönelik problemleri canlı örnekleriyle yaşayan ve bunları benimle paylaşarak fikir edinmeme katkı sağlayan diğer dayım Mesut Budaka da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tabiatıyla, uzun tartışmalarla oluşan ve şekillenen bu çalışmaya, doktora çalışmasını yürüttüğüm, Avrupa çalışmalarında Türkiyenin en köklü kurumu olan ve eşsiz bir kadroya sahip bulunan Avrupa Topluluğu Enstitüsünün sayın müdürü Prof. Dr. Muzaffer Dartan başta olmak üzere, diğer çalışanları meslektaşlarım Yrd. Doç. Dr. Armağan Emre Çakır, Çiğdem Nas, Sait Akman ve Esra Hatipoğluna ayrı ayrı teşekkürü bir borç bilirim. Uzun yıllar alan bu çalışmamda sabır, azim ve kararlılık aşılayak manevi katkılarını esirgemeyen annem ve babam Hasibe, Abdullah İnaça minnet hislerimi ifade etmeden geçemem. Yayın hayatına yeni bir soluk katan ve bu kitapla beraber daha pek çok değerli eseri Türk kültür hazinesine kazandıracağına inandığım MKM yayınevinin tüm çalışanlarına bu süreçte sergiledikleri dostluk ve samimiyetten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Kitabın kapak tasarımı ve dizaynını yapan Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin istikbal vadeden öğrencisi ve kayınbiraderim Hasan Ali Aksuya da değerli emeğinden dolayı teşekkür ediyorum. Son olarak çalışmamı, hayatımdaki iki muhteşem kadına; sevgili eşim Nihal Pırıla ve saygı değer kayın validem Ayşenur Yüksele ithaf ediyorum. Zira onların sevgisi, ilgisi ve anlayışı olmasaydı bu eser vücut bulmayacaktı. |