Kitap Tanıtımı |
Yılan Deresi'nin üzerine karanlık inmiş; karamı kara, zift gibi. Korku akıyordu taşların arasından, ihanet kadar sessiz ihanetçi kadar küstah. Yalnız gökyüzünde birkaç yıldız parlak, onlarda çok uzaklarda. Sinsi bir gece sarıyor karanlığı. Sessizlik ürkütüyor; çıt yok, korkudan kulak çınlaması başlıyor... Yalnızlık, gecenin en sadık dostu; kara gözlü bir sırtlan gibi süzüldü çatlaklardan içeri. En ücra noktalara kadar...
İşte yaşantımız da böyle anlatılıyor bu romanda.
"Ateşle Dans" yol romanlarından bir örnek olarak kabul edilebilir. İnsanın hayat boyu, iç ve dış dünyasında ki mücadelesini anlatıyor. Karşısına çıkanların İyi mi, kötü mü, dost mu düşman mı olduklarını hiçbir zaman öğrenemeyecek. Hepimizin için de böyle değil mi sanki?
Bu romanda insanın aradığı bir yudum mutluluk! Kapılıp gidiyor hayallerinin peşinde. Yazgısını bilmeden bazen karlı dağları aşıyor, bazen sarp kayalıkları. Yıldızların altında kaç gece geçiriyor meğer sevgili çok yakındaymış. |