Kitap Tanıtımı |
İkilemler, tesadüfler ve aydınlanmalar romanı "Asma Pansiyon"
Hayal kırıklıklarından kaçmaya çalışan bir genç kız ve tesadüfen sığındığı küçük pansiyonda yaralarını sarmaya yardım eden beş yetişkinin öyküsü...
Her insanın hayatta bocaladığı dönemler olur.
İkilemler arasında kaldığı, hayatıyla ilgili soru işaretlerine boğulduğu zamanlar...
Böyle zamanlarda insan içe kapanırken, aslında yeni ilişkilerin yardımıyla bunların üstesinden gelebileceğini çoğunlukla düşünemez.
Ama öyle buluşmalar vardır ki, fark ettirmeden birbirinin yaralarını sarar.
Asma Pansiyon, pek çoğumuzun derinlere sakladığı özlem ve heyecanları küçük bir pansiyonda bir araya gelen altı kişinin hikâyesiyle gün ışığına çıkarırken, satır arası bir dayanışmanın ve iyileşen ruhların altını çiziyor.
Aşk, hüzün, bekleyişler, yaşanamamışlıklar, empati kurmak, geride bırakmak, yeni karşılaşmalar ve sürprizler hayatın içinden hikayelere örülerek, sürükleyici bir anlatımla okuyucuya sunuluyor.
Asma Pansiyon, düşünceli insanların Bozcaada'nın sakin atmosferinde soluklanacağı, sorularına cevap bulacakları; dostluğun, dayanışmanın ve sevginin gölgesinde sımsıcak bir kitap...
"Madam Yenola çiçekleri suladığı bakır tası nasıl yere düşürdüğünü, kapıya nasıl tutunduğunu fark etmedi. Tası yerden alıp "İyi misiniz?" diye soran kıza kibarca başını sallayıp odasına attı kendini. Yatağına uzandı, titreyen ellerini göğsünün üstünde birleştirdi. İçindeki yüksek ses "Biliyordum!" dedikçe onu susturmaya çalıştı. Aklından, kalbinden öyle çok şey geçiyordu ki vücudu taş kesilmişti. Mayıs ayının Bozcaada'yı iyice ısıttığı günlerde, bağ bozumu yaklaşırken, öylece kaldı yattığı yerde.
"İnsan ümidini kesince beklemeyi bıraktığı her şey gelir düşer kollarına" diyen dayısı, yine haklı çıkmıştı." |