Kitap Tanıtımı |
Bir insan, hayatında kaç kere, ‘İşte bu defa olacak!’ dediğinde tekrar başa döner? Kaç kere, mutlu olduğunu sandığı anda, kendini mutsuzluk girdabında bulur? Hep mi annenin kaderini yaşar kızları?.. Peki ya, aşk? Yanıp küle dönmeden yaşanmaz mı? Bir insan, hiç düşünmeden, sevdiği için ne kadar büyük bir fedakârlık yapabilir? Sevilen bir öğretmen ve tanınmış, başarılı bir yazar olan Zeynep; şiddetli kavgaların gölgesinde, mutsuzluk içinde geçen çocukluk yıllarından itibaren yaşadıklarına hep, ‘Belki bir gün mutlu olurum!’ umudu ile katlanmıştı. Ani bir kararla yaptığı evliliği, şiddet görerek kısa bir sürede hüsranla sonuçlanmıştı. Ama o yine de ruhundaki yaralara rağmen, içindeki saf, menfaatsiz, tertemiz aşka tutunmuştu. Zeynep, Kaz Dağları’nın eteklerindeki Akçay’da huzuru ararken uzun yıllar sonra karşısına çıkan ve gelgitlerle bir görünüp bir kaybolan aşkına kavuşabilecek mi? Türkiye’nin dört bir köşesinden Afrika çöllerine uzanan, zorluklarla dolu bir hayat... Modern zamanın Leyla ile Mecnun’unun saf, karşılıksız, menfaatsiz ve tertemiz aşkı... Okurken ‘Böyle aşklar kaldı mı?’ diye düşüneceğiniz bu kitap, acılarla ve zorluklarla mücadele eden herkese umudu hatırlatıyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |