Kitap Tanıtımı |
William Maraş sokaklarında koşarken; arkasına takılıp kendini
kovalayan köpekleri bile fark etmiyordu. Öfkesinden hem ağlıyor, hem de duyduklarına isyan ediyordu. Nice sonra şehrin tenha bir yerine geldi, kendini bir ağacın altına atarak; ellerini gökyüzüne kaldırdı:
"Ey yüceler yücesi Rabbim! Kulun Âdem'den bu yana işlediğimiz günahlarımızdan dolayı bizleri affet! Lütfen Biz asi kullarını bağışla artık!.. Rabbim; bilinmekliğini dilediğin için yarattığın kulların; kendi bilinmeklikleri için işlemedik günah bırakmadılar! Sen kardeşlik dedikçe biz düşmanlık ve fitne dedik. Sen sevgi dedikçe, Aşk dedikçe; biz kin ve nefret dedik! Tüm zamanlar boyunca yarattığın biz kulların; sürekli sana din öğretmeye kalktık! Dini kendimizce, işimize geldiği gibi yorumlayıp nefsimizi Put yaptık! Suçumuz o kadar büyük ki; senden af dilerken dahi utanıyorum! Ama yine de senin kullarına karşı çok şefkatli, çok merhametli olduğunu bildiğim için de yalvarıyorum! Bütün kullarının ayrım gözetmeksizin bir ve beraber, kardeşçe, yan yana yaşayacağı; murat ettiğin gibi kurt ile koyunun birlikte yürüyebileceği, düşmanlık, husumet ve kıskançlıklarından tövbe edeceği günlere eriştir artık bizi! Özellikle sana ve âhiret gününe iman etmiş kitap ehli kullarına akıl ve basiret ihsan eyle!
Eyle ki; samimiyetle tövbe edip, ancak sana kulluk edelim!..
Âmin" dedi.
(Tanıtım Bülteninden) |