Kitap Tanıtımı |
Gecenin hüküm sürdüğü bir an... Uykunun koynunda sıcağa teslim olmuş bir beden ve rüyalar içinde ben. Babamın hediyesi altı köşeli yıldız elimde uyuduğum gecenin sabaha en yakın yerinde rüyalar içinde idim. Benim içim, benim için bir rüya idi. Yusuf yorumlu, Yakup sevdalı, Nişabur vedalı Rüyamda bir piri fani: Gel! Gözyaşlarının duasında elini ıslak yüzüne sürmeden, nefesinle gel. Ateşi harla. Seni bekliyor mazlum, mahzun; suskun, sabırla. dedi. Yürüdük. Rüzgârın en sert estiği yere saçtık küllenmiş ateşin kıvılcımını. Ateşimizi yüksek yerlerde yaktık. Rüzgâr ateşe değince, ateş dile geldi: Ey özümün köz eylediği! Ey bağrı yanık gönlümün beklediği! Susma seslen! Sûra üfler gibi seslen bana ki seninle yeniden dirileyim.
Ateşe eren bir pervane Hû dedi, kendinden geçti. Canını ateşe verdi. Yandı. Yakıldı. Ah etmedi. Yeniden yandı. Yeniden. Yeniden Ateş bir kez daha dile geldi:
Ey ruhuma eş, gönlüme aşk olan! Ben geldim. Yandım, tutuştum da geldim. Bağrımda binlerce yıllık köz ile gözümde binlerce damla yaş ile ve dilimde binlerce ah ile geldim. Özümdeki közü gözümdeki yaşla yakmadan, özlemin sinesinde damla damla, köz köz sen deyip geldim. Kapı açılır mı bilmem. Başkaları aşksızlığıyla aç derken, ben gönül yanığımla sadece aşk deyip geldim.
Ardından, Ey aşka talip! Ey aşk diye ağlayan! Ey dilinde ah, gözlerinde yaş olan! Öyle bir aşka talip ol ki binlerce ahın bir tek aşk olsun. dedi. Sonra, Kalk dedi. Kalk! Görmüyor musun, yıldızlar aşk aşk secde ediyor? Secde secde vecde geliyor. Kalk! Şüphesiz ki namaz uykudan hayırlıdır.
Uykunun koynundan, sırlar içinde bir rüya ile ateşe aşina uyandım. O gece başladı ateşe yanıklığım. Yanağımda bir damla, yüreğimde bir kor, elimde altı köşeli yıldız... Elimdeki yıldızı usulca rahlenin üzerinde duran Kuran-ımın yanına koydum. Yatarken yeniden alacaktım |