Kitap Tanıtımı |
Biz insanlar, aşkla sevişir aşkla çoğalırız. Tam da çoğalacağımız anda içine doğduğumuz yaşamda; bir kargaşa, bir bencillik tufanı, bir yangının içinde, ıslak bir battaniyeye sarılı buluruz kendimizi. Başkalaşırız... Biçemsiz yollara saparız. Her gün o biçemsiz yolların betimlemeleri içinde kabul görülürüz. Birileri, kendi işine benzesin diye yeni insan tipi yaratmaya çalışmakta. Herkes birbirine benzesin isteniyor. İstenen ya da istenmeyen tüm şeyler bir "dolu boşluğa" sokuşturulmaya çalışılıyor. Bomba gibi patlayıveriyor sonra. Sorgulanmış bir nedeni sorgulamaya başlayanlar o anda pat diye ortaya çıkıveriyor. Oysa sorgulamak sadece bir kaçıştır. Ama birileri boşboğaz lafları dinleyip uyuklamaktan bir türlü vazgeçemiyor. Kandırılmayı neden bu kadar çok isteriz ki biz?
Her yerde o! Nereye dönsem birkaç siyah lekeli yüz... Artık yalnızlığımla baş başa kalamayacak mıyım? Kumral saçların altındaki lekeli yüz mü ayıracak beni yalnızlığımdan? Hayır! Fakat şuan dünyanın tüm güzelliğine bedel sanki o siyah lekeler. Anlamsızlığın şevkine giren bu duygulanmalar nedir Allah'ım! Eylül'ü unutturan bir kadından korkmalıyım.
Aşk ve Biraz da Yalnızlık, hepimizin kalbine dokunacak şekilde işlenmiş sıcacık bir roman... |