Kitap Tanıtımı |
Oval odadaki sarışın adam, elleriyle fermuarını okşadı. Sonra esmer kızın ellerini tutup fermuarına götürdü. Kızın yüreği hop etti. "Başkan'ım, müdahale gerekiyor," dedi. Titreyen sesiyle: "Nereden anladın?" diye sordu, sarışın adam. Esmer kızın vücudu ayrı, sesi ayrı titriyordu. "Bölgedeki kriz büyüyor. Müdahale olmazsa, patlayıp yayılabilir," diye inledi. Sarışın adam, usulca eğilip, kızın düğmelerini okşadı. Düğmelerin altında, yumuşacık çıkıntılar vardı. "Haklısın galiba. Müdahale kaçınılmaz," dedi. "Ama önce sen müdahale et!" Esmer kız, suya hasret balıklar gibi iştahla açıp kapadı kızıl dudaklı kocaman ağzını. Dilini şapırdattı. Fermuarın ucunu tuttu, titreyen parmaklarıyla indirmeye çalıştı, zorlandı. Aynı anda, Başkan da düğmelere saldırmıştı. İlk düğmeye bastı. Açılmadı. İkinci düğmeye bastı, yine açılmadı. Bastıra bastıra, kızın canını acıtmıştı. Esmer kız, sağ eliyle açmaya çalışırken, sol eliyle Başkan'ın elini tuttu. "Bu düğmeler basılmaz Başkan'ım, çözülür," diye fısıldadı. "Ama normali..." dedi sarışın adam. "Hayır, hayır, önce oralı!" diye sızlandı kız. Durum gergin ve çözümsüzdü. Esmer kız adamın fermuarını çekiştiriyor, adam kızın düğmeleriyle boğuşuyordu.
Dünya soluğunu tutmuş, tüm gözler oval odaya dikili, bekliyordu. Acaba Başkan bu kez kaç sorti yapacak ve yapılacak sortilerden borsalar ne kadar etkilenecekti? Kısa menzilli fermuar, 'Şrak!' diye indi sonunda. Sarışın adam da stratejik düğmeleri çözebilmişti. Kız, atik davranıp fermuarın arasına gömdü kafasını, hedefe yapıştı.
Tam o sırada telefon çaldı. Sarışın adam, sağ eliyle ahizeyi, sol eliyle apış arasını korumaya aldı. Soluk soluğa: "Müdahale gerekli. Kısa ve vurucu bir operasyon düşünüyorum," dedi. Bir yandan da, kıza "Kes!" diye işaret ediyordu. Kız, "Koparıp at!" anlamıştı. Tam ısırıyordu ki, Başkan: "Aaah, dur!" diye haykırdı. Telefona dönüp: "Evet, durduralım o zaman," diye düzeltti. Dünyanın bir yerlerinde, birileri, şimdilik paçayı kurtarmıştı.
Devlerin aşkları, aşkın halleri, aşkın ihanet hali yani aşka dair ne varsa birde Mine Kırıkkanat'ın usta kaleminden bazen gülerek bazen de hüzünlenerek okuyacaksınız... |