Kitap Tanıtımı |
Arkadaşlar arasındaki ilişkiler öylesine çeşitlidir ki, rengarenk ipliklerle ince ince işlenmiş bir kanaviçeyi andırır.
Kimiyle dertlerde, kimiyle kahkahalarda, kimiyle düşüncede, kimiyle de koşulsuz destekte buluşuruz. Bazen anlaşarak, bazen çatışarak hem arkadaşımızı, hem kendimizi tanırız; gerçek dostumuzu ve özbenliğimizi buluruz. Özgürlüğümüzü keşfederiz.
Kanaviçenin bir yüzü güzelliklerle doluyken, öbür yüzü pek de o kadar düzgün değildir. Düğümler, sarkan iplikler vardır. Bu da insan ilişkilerinin öteki yüzüdür. İkiyüzlülüğü, kıskançlığı, çıkarcılığı yaşayıp öğreniriz kanaviçenin tersinden. Böylece hayatın ilk acı derslerini de yine arkadaşlardan alırız.
Eğer sevinçlerimizi içimizde haset olmadan paylaşabiliyorsak, dertlerimizi gizlice sevinmeden bölüşebiliyorsak, kötü kişi olmayı göze alarak birbirimize doğruyu söyleyebiliyorsak, böylece birbirimizi yanlışlardan koruyabiliyorsak, samimiyetle saygının ince çizgisini çizebiliyorsak, birbirimizi yargılamadan, olduğumuz gibi kabul edebiliyorsak, dünyalara bedel bir dostluğa sahibiz demektir. Aldığımız kadar verdiğimiz böylesi bir dostluk, çocukluktan ölüme dek insanoğlunun edinebileceği en büyük zenginlik kişinin kendine verebileceği en büyük armağandır!
(Arka Kapak) |