Kitap Tanıtımı |
Malatya il sınırları içerisinde yer alan Arapgir ilçesi tarihi anlamda kadim bir ilçedir. Tarih öncesi dönemlerden başlamak üzere günümüze kadar kesintisiz bir yaşam sunmuştur. Barındırdığı nüfusu, tarihi değeri ve tarihi eserleri ile Anadolu'da ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Özellikle Osmanlı döneminde sarayda ve Osmanlı ordusunda önemli görevlerde bulunan Arapgirli paşa ve diğer saray görevlilerinin çokluğu dikkat çekicidir. Bu bağlamda, saray kültürünün Arapgir'i etkilediğini görmek mümkündür. Arapgir İlçesi; kendine has müziği, yemekleri, dokuma sanatı ve misafir ağırlama usulü çevre ilçe ve illerden ayrılmaktadır. Arapgir; paleolitik dönemden başlamak üzere Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çağına kadar kültür verilerini kesintisiz devam ettirmiştir. Tarihin farklı dönemlerinde farklı yoğunluklarda yerleşim alanı olarak kullanılan Arapgir, Hurri kökenli göç dalgalarına maruz kalmış, devamında Hititler, İşuvalılar, Melidi Prensliği, Asur Devleti, Urartular, Medler, Persler, Pontus Krallığı, Roma, Bizans, Pavlikanlar, Ermeniler ve Türk-İslam fetihleriyle birlikte XI. yy. sonlarına doğru Türk kimliğini kazanmaya başlamıştır. Arapgir Roma döneminden başlamak üzere Selçuklu, Beylikler, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlı Dönemi'nde günümüze ulaşan eserlerin varlığı adeta Arapgir'i açık hava müzesine dönüştürmüştür. Çalışmaya konu olan eserler Roma dönemine kadar geriye gitmektedir. Arapgir'de günümüze ulaşan eserler Roma, Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlı dönemlerine tarihlenmektedirler. Ancak yoğunluklu olarak eserler Osmanlı dönemine aittir. Özellikle ilk kuruluş yeri olan Eskişehir mevkisinde; cami, han, hamam, çeşme ve sivil yapı grupları olmak üzere mimari yapılar yoğunluk kazanmıştır. 18.yy.dan itibaren de Yeni Arapgir denilen bugünkü mevkide imar faaliyetleri yoğunluk kazanmıştır. Arapgir ilçe sınırları içerisinde yer alan Roma döneminden kalma bir köprü ve antik yol ile birlikte, Türk-İslam dönemi eserleri ilk defa bir bütün olarak bu çalışmada incelenmiştir. Çalışmada 2 kale kalıntısı, 13 cami, 4 zaviye, 2 türbe, 2 kilise, 3 han, 21 köprü, 5 hamam, 43 çeşme, 1 değirmen, 8 konut olmak üzere toplam 104 eser incelenmiştir. Planı anlaşılamayan kalıntı düzeyinde ulaşan veya sadece arşiv belgelerinde adı geçip günümüze ulaşamayan eserler de ayrı bir bölüm olarak düzenlenmiştir. Bunlar; 9 cami, 4 hamam, 4 kilise, 7 Ermeni okulu, 2 ibtidai mektebi, 2 medrese, 2 kütüphane, 2 boyahane ve bir debbağhane olmak üzere toplam 33 eser daha konu edinmiştir. Bunlarla birlikte kitapta toplam 137 eser hakkında bilgi verilmiştir. Bu kitap ile Arapgir'in tarihi ve tarihi eserleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Umarım gün geçtikçe tahrip olan veya yok olmaya yüz tutmuş tarihi değere sahip eserler hak ettikleri kıymeti bulurlar.
"Arapgir İlçesinin Kültür Varlıkları" başlıklı doktora tezi revize edilerek kitap haline gelen bu çalışmada emeği geçen başta danışmanım Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş olmak üzere Prof. Dr. Haldun Özkan, Prof. Dr. Süleyman Çiğdem ve diğer jüri üyelerine teşekkür ederim. Ayrıca Arapgir ile ilgili arşivini benimle paylaşan Prof. Dr. İsmail Aytaç'a çalışmalarımda gerekli kolaylığı sağlayan Arapgir İlçesi Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu'na ve başkanın şahsında misafirperver tüm Arapgir halkına teşekkür ederim. Çalışmamda, eserlerin çizimlerini kullanmama izin veren Prof. Dr. Kutgün Eyüpgiller'e, Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Malatya Müze Müdürlüğü personeline, arazi çalışmamda mihmandarlık yapan Mustafa Gürbüz Bulut'a, Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğünde çalışan Sanat Tarihi Uzmanı Selda Ardıç'a Sanat Tarihi Uzmanı Veli Baçaru'ya özellikle de bu esnada ihmal ettiğim ve bana desteklerini esirgemeyen, sabır gösteren eşime ve kızıma ayrıca teşekkür ederim. Daha isimlerini zikredemediğim fakat yardımlarını aldığım bütün herkese en kalbi şükranlarımı sunarım. |