Kitap Tanıtımı |
Şuûbiyye, Islâmî fetihlerin akabinde Arapların hâkimiyetine giren bölgelerdeki Fars, Türk, Rum, Kıpti, Süryâni v.s. asıllı tebaaya bilhassa Emevîler devrinde uygulanan baskı siyâsetine tepki olarak ortaya çıkan ve siyâsî, edebî, yönleri bulunan karşı bir hareketin mensuplarına verilen isimdir.İslâmiyet'in, Arap yarımadasında siyasî bir güç olarak ortaya çıkışla birlikte Araplar fethettikleri topraklarda yeni dinleri İslâm'ı, dilleri Arapça'yı ve kültürel değerlerini gayet seri bir şekilde yaymaya başlamışlardı. Ancak bu ihtişam ve imkâna rağmen onların büyük bir devlet kurabilecek ne idarî gelenekleri ne de tecrübeleri vardı, O nedenle tebaalanndaki tecrübeli yabancı unsurlarla işbirliği yapmak zorunda kalmışlar ve onlardan meslek sahibi zümrelerin, kurdukları devletin bazı idâri mevkilerine gelmelerine rızâ göstermişlerdi. Bununla birlikte Araplar, Arap şiirinde hâlâ muhafaza edilen putperest dönemin geleneklerinde ifadesini bulan "kabile asabiyeti"ne (Arap ırkçılığına) tam manâsıyla bağlı olduklarından tebaanın Arap asıllı olmayan müslüman kesimine yâni "mevâlî"ye zaman zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyorlardı. Kuşkusuz Arapların "mevâlî"ye karşı gösterdikleri kibir ve onları aşağılayıcı davranışlar, mevâlîyi Araplara karşı örgütleyen ve İslâm tarihinde "Şuûbiyye hareketi" diye bilinen bir tepkiyi doğurmakta fazla gecikmedi.Bu eser, Emevî idâresinin son yıllarında patlak veren ve Abbasiler devri boyunca doğuda; Endülüs Emevîlerinin idaresinde de batıdaki İslâm dünyasında yaklaşık beş asır boyunca başta edip ve şâirler olmak üzere çeşitli kitleleri bünyesinde barındırıp idareci sınıfa karşı örgütleyen ve Arap asıllı olmayan kavimlerin Araplar'dan üstün olduklarını mübalağalı bir şekilde savunup bir ırk çatışmasına zemin hazırlayan Şuûbiyye hareketinin klâsik dönemde en canlı devresini yaşadığı asırlardaki edebî mahsullerini tahlil ederek edebiyat tarihindeki yerini belirlemekte. |