Kitap Tanıtımı |
"Üstümüze üstümüze gelen'i ciddiye alan, o şeyin üstüne üstüne giden şiirin, bizim için (ve kendisi için) yeni imkânlar yaratma ihtimali yüksektir. Şiir, gürültü-patırtıya, kir-pasa, yalan-yanlışa yönelerek, temiz'e, ilk'e, tek'e duyulan o gizli özlemin hakkını daha iyi verir. Tamer Sağır ikinci kitabında tam da bunu göze alıyor. Teo-patoloji ile teo-terapi arasında, hiç'ten hep'e gidip gelerek, kulağı, gözü, kalbi tırmalayan şeylerle didişiyor. Beşeri coğrafyanın "zaman ayarları"yla oynayarak, yeni bir işkillenme tavrı, yeni bir kafa tutma müziği yaratıyor. Bu kitap, bir inanç sınavı. "Zamane" ile zoru olanlar için, zor, ama şaibesiz bir sınav."
-Necmi Zekâ-
(Arka Kapak)
Kırk takla, damarı da çekilebilirmiş azizin kim ağzında kelime-i şehadet ölürse tekin değil midir ki çamura cin. Esmer cin: çapraşık bir bağlam ciğerim. Aşka olan yolum uzun. Cinim, esmer cin çıkmaz bizden bir leyla mecnun hikâyesi diye. Bir sonraki hayatımızdan talas, bir sonraki alanımızdan modernliğe oğlan. Esmer oğlan, kızarmış yanakların ama bak utanıyorsam
senindir. Gelişi gidişi yeri sarsan ibadetim bu cinlere süleyman mührü, su kuskusu kalbimde kim ki suyum olmadan cin yerleşsin kalbime ama esmer oğlan: dağ keçim. Kalın bir ses günah değilse bile; tanrı hiçtir. |