Kitap Tanıtımı |
zaman bir antik kenti gezmek o kenti anlamak için yeterli olamıyor. Anlamak için biraz daha çaba gerekiyor. Arkeolog Devrim Erşen ve fotoğrafçı Oğul Ekşi Çanakkale - Troia´dan
başlayıp Dalyan - Kaunos´a kadar adım adım dolaştılar. Meraklı
gezginlere bir şeyler anlatabilen 38 kent bir araya geldi.
Antik Çağ kaynakları tarandı, yakın zamanların kazı raporları
incelendi. Ören yerinde gezginin görebileceği eserler yanında
görülemeyen öyküleri de ele alındı. Troia´yı ortaya çıkaran
Schliemann´ın yaygın söylemin aksine bir define hırsızı
olmadığı görüşü ileri sürülüyor bu kitapta. Uzun yıllar boyunca Troia
kazılarını yöneten M. Korfman "Schliemann, benim de uzmanlık
alanım olan prehistorya ve protohistorya arkeolojisinde bir öncüydü.
Ona günümüzde çoğu insanın kabul etmek istediğinden veya kabul
edebildiğinden çok daha fazla şey borçluyuz." diyor.
Pergamon´da (Bergama) Musalla Tepesi ve Viran Kapı´daki yapılaşmaların iki Roma tiyatrosunu yutmak üzere olduğu ve buna göz yumanların Berlin´deki Zeus
Sunağı´nda hak iddia etmelerindeki tutarsızlığa işaret ediliyor. Soyula
soyula sonunda kapanan Miletos Müzesi´ne dikkat çekiliyor.
Bir yerleşimin"polis" yani kent olabilmesi için hangi niteliklere sahip
olması gerektiğini öğrenebiliyoruz Assos yazısında. Tarihin gördüğü
en yaman savaşçılar olan Keltler´in çırılçıplak savaştıklarını Pergamon´u
okurken öğrendiğimiz gibi. Antik kentlerin yapı kalıntılarından öteye
yaşamlarını, kültürlerini tanıyoruz. Öykülerini öğreniyoruz kentlerin ve
o kentte yaşayanların.
Nasıl üretirlerdi, dini inançları neydi, nasıl savaşırlardı, ölülerini nasıl
gömerlerdi Ve daha onlarca sorunun cevabını buluyoruz.
Okudukça kentler ayağa kalkıyor, yeniden yaşama dönüyor.
Onun için kitap adındaki "gezme ve anlama" sözcüklerini hak ediyor. |