Kitap Tanıtımı |
TK'nın anonim ortaklığı tanımlayan 269. maddesi, bu ortaklığın sermayesinin "muayyen ve paylara bölünmüş" olduğunu belirtmiştir. Bu anlamıyla sermayenin bölündüğü her bir birim "pay" olarak adlandırılmaktadır. Anonim ortaklıkta tamamen kendine özgü bir anlama kavuşan "pay", anonim ortaklıklar hukukunun merkez kavramı niteliğindedir. Esas sermayenin belirli bir kısmından oluşan her bir pay, anonim ortaklık bakımından bir pay sahipliği mevkiini ifade eder. Pay sahipliği mevkii ise pay sahipliğinden kaynaklanan hakların ve borçların oluşturduğu bir birliktir. Hatta bu bakımdan paylara bölünmüş olanın esasen sermaye değil anonim ortaklığın bahşettiği hakların bütünü olduğu ifade edilmiştir1. Bu sebeple anonim ortaklıkta pay sahipliğinden kaynaklanan hak ve borçlar pay sahibine değil, sabit bir mevki olan "pay"a bağlıdır. Sabit olan bu mevkiin sahipleri ise değişkendir, payın devri ile birlikte pay mevkiinin eski sahibi buradan ayrılır ve yerine payı devralan kimse geçer2. Tabiri caizse anılan pay mevkiinde oturuyor olmayı ifade eden "pay sahipliği", paydan kaynaklanan haklardan yararlanabilmek için ön şartı teşkil eder. Başka bir deyişle, anonim ortaklıkta esasen ortağın tek borcunun taahhüt ettiği payların karşılığını ödemek olduğu düşünülürse, pay sahipliği sıfatı, pay mevkiini oluşturan haklar üzerinde tasarrufta bulunabilmek için aranan sıfattır. Bu sebeple bir kimsenin bu haklardan yararlanabilmesi için kural olarak söz konusu ortaklıkta pay sahibi olması gerekir. |