Kitap Tanıtımı |
İngiltere`de doğup büyüyen on beş yaşındaki Zana ile on dördündeki Nadia, geçirecekleri altı haftalık tatilin heyecanyla, babalarının "düşler ülkesi" olarak tanımladığı Yemen`e giderler ve orada bin üç yüzer sterlin karşılığı kocaya satılmış olduklarını anlarlar. Birbirinden yarım saatlik yürüme mesafesinde iki ayrı dağ köyüne yerleştirilen genç kızlar, suyu ve elektiriği olmayan evlerde, hareketlerini kısıtlayan vahşi hayvanlar ve silahlı adamlarla kusatılmış bulurlar kendilerin. Tecavüz, ağır gündelik işler, hakaret vee dayakla tam bir cehennem hayatına katlanmak zorunda kalırlar. Sekiz yıl sürer bu işkence. Anneleri tarafından uyarılan uluslararası meydanın olayı bütün boyutlarıyla işlemesi üzerine, Yemen hükümeti devreye girer ve Zana için bir umut ışığı doğar. Oğlu Marcus`u, çocuklarını terk etmek istemeyen Nadia`ya bırakıp ülkesine geri döner.
Zana`nın oğlunu, kız kardeşini ve yeğenlerini İngiltere`ye getirebilmek için giriştiği umutsuz savaşım bugün hala sürüyor. |