Kitap Tanıtımı |
Herkesin imrendiği bir hayat yaşamaktadır Anna Karenina; zengin bir eşe, itibarlı konuma, onun için çok kıymetli bir erkek evlada sahiptir. Ancak yakışıklı ve etkileyici Kont Vronski'yle karşılaşması, hayatındaki tüm taşları yerinden oynatacak, kendisini karanlık bir yıkıma sürükleyecek aşkı doğuracaktır.
Rus toplumundaki ikiyüzlülüğü, seçkinlerle halk arasındaki uçurumu; büyük bir dramla sonlanan, entrikalı bir aşk hikâyesi eşliğinde, kusursuz bir dille okura sunan Tolstoy, bu romanla bir başyapıt ortaya koymuştur.
Yayımlanışından bugüne, Dostoyevski'den Faulkner'a sayısız yazar ve eleştirmen tarafından tüm zamanların en iyi romanı gösterilen Anna Karenina, Leyla Şener'in Rusça aslından tam metin tercümesiyle...
"Birçok insan Tolstoy'a karmaşık duygular besler. Ondaki sanatçıya yoğun bir sevgi beslerken, içindeki vaizden oldukça sıkılırlar; ancak vaiz Tolstoy'u sanatçı olandan ayırmak oldukça zordur. Aynı derin, sakin ses, bir hayal bulutu ya da bir fikir yumağını destekleyen aynı güçlü omuz. (...) İster tasvir, ister vaaz etsin, Tolstoy bütün engellere rağmen gerçeğe ulaşma çabası içindedir. Anna Karenina'nın yazarı olarak gerçeğe ulaşmanın bir yolunu kullanır, vaiz olarak bir başka yolunu; ama her nasılsa, sanatı ne kadar incelikli, diğer tavırları ne kadar sıkıcı, sönük olsa da, hantalca el yordamıyla aradığı ya da büyülü bir şekilde köşe başında buluverdiği gerçek hep aynıdır; bu gerçek, bizzat Tolstoy'dur ve o, sanatın ta kendisidir."
-Vladimir Nabokov, Lectures on Russian Literature- |