Kitap Tanıtımı |
"Devletin yerine tahakkümcü olmayan bir toplum koymak için girişilen tüm çabalar başarısızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden anarşistler tarihin edebi kaybedenleridir. Ancak önemli olan idealin tam anlamıyla gerçekleştirmiş olup olmaması değil, düşünce ve eylemlerimizi ne ölçüde etkilediği, siyasal, toplumsal ve ekonomik değişim ve hedefleri amaçlayan eylemler için ne ölçüde bir temel oluşturduğudur," diyerek yazmaya koyulan, Almanya´daki anarşist hareketin ve düşüncenin ileri gelen isimleri kendilerine ve bize aşağıdaki türden sorular soruyor, yanıtlarını arıyorlar.
İnsanbaşka insanları kurtarabilir ama özgürleştirebilir mi? İşçi sınıfı günümüzde hala Marx´ın tanımladığı, devrimci güç mü? Anarşizmle Markizm arasında bir bağlantı kurabilir mi, kurulursa nasıl yapılabilir? Proudhon tekel mülküyetini kaldırıp mülksüzleri mülk sahibi yapmak isterken, Mrx özel tekellerin yerine devlet tekelini geçirmek mi istiyordu? Bilimden aydınlanmayı, sosyalizmden özgürlüğü anlıyorsak bilimsel bir sosyalizm hem ilimle hem sosyalizmle çelişmez mi? Toplum olduğu gibi kaldığı sürece, kadınlar tek başına kendilerini değiştirebilirler mi? Açık pazar ekonomisinin insan ihtiyaçlarını devlet sosyalizminden daha iyi tatmin edeceği doğru mu? Devlet para, eğitim ve toprak tekelini neden elinde tutar? Üretici güçlerin gleişiminde olduğu gibi yıkıcı güçlerin gelişiminde de insan ihtiyaçlarını devlet sosyalizminden daha iyi tatmin edeceği doğru mu? Dvlet para, eğitim ve toprak tekelini neden linde tutar? Üretici güçlerin gelişiminde olduğu gibi yıkıcı güçlerin gelişiminde de insan gücünün yerini makineler mi almaktadır? Sosyal devlet tahakümcü olmayan bir toplumu yaratabilir mi? Yoksa sosyal güvenlik sağlayan devlet bunu ekonomik ve siyasal bağımlılık pahasını mı gerçekleştiriyor?
Hans-Jürgen Degen´in derlediği yazılar düşünce, siyaset, ekonomi, eğitim, kadın sorunu ve savaş-askerlik konularına, özgürlüğü, özgürleşmeyi ön planda tutan yaklaşımlar getiriyor. Toplumun devletten, ekonominin kapitalizminden kurtulması gereğinden yola çıkan yazarlar: "Kimin haklı kimin haksız olduğuna, kimin gerçeğe daha yakın durduğuna ve hangi yolun bireyin ve herkesin en fazla yararına olduğuna hiç kimse kesin olarak karar veremez. Özgürlük, deneyimle gerçeği ve en iyiyi bulmak için yergane araçtır ve yanılma özgürlüğünün olmadığı yerde özgürlük yoktur," diyorlar.
Bireysel özgürlüğü yüreğinde taşıyan, devlet iktidarını en düşük düzeyde tutmak için düşünce üreten ve mücadele edenler, tahakkümcü olmayan bir toplumsallık için, bağımlılık ilişkileri içinde yaşayan, meta haline getirilen herkese çağrıda bulunarak özne´yi genişletiyorlar. |