Kitap Tanıtımı |
Altmış dokuz kadına...
Kadınlar için de sabredenlere
Kadıncık, Bacım ve Akkıza...
Her hayat yeryüzünde iz bırakmak için mi yaşanır?
Gönül insanıysan, ikbalin sevgiyse yaşanır...
O kadınlar öyle bir hayat yaşadılar ki iz bıraktılar...
Ama suya...
O kadınların bazılarının hayatları kasvetliydi,
Bazılarının ise karanlık
Halleriyse dalgalı, sabırlı, sevgili
Halet-i ruhiyeleri hep aynı.
Coğrafyaları, evleri, aileleri, dertleri, sevinçleri farklı
Zerre kadar benzemeyenler de vardı
Yolculuklarıysa aynı...
Kimine Sitti dendi
Kimine Toğgacı
Kimine Hoşebe
Aslında iki kadındı onlar
Meryem ile Fatma.
Fatma da, Meryem de kısa ve derinlikli bir hayat
yaşamıştı.
Anadolu'ya yakın Mezopotamya'da, Arap
yarımadasında
Bir nevi tanıklık yapmışlardı dönemlerine,
bir nevi de kadınlık hallerine...
Kâinatın ritimlerine herkesten başka kapılmışlardı.
Bundandır eren denmişti onlara.
İpek Yolu üzerinde sırları dizilmişti...
Nallıhan'dan Amasya'ya, Merzifon'a uzanan yol
üzerinde ayışığı misali parıldarlar.
Gecenin koyuluğunda seçilirler ancak.
Dertlerinin karanlığında boğulanlara ayışığının
kendini ele vermeyen yanıyla parıldarlar.
Hayatları; gölgeleri, evhamları, açlıkları, bunalımları,
inişleri, çıkışları, hastalıkları ve nihayetinde
kerametleriyle örüldü... |