Kitap Tanıtımı |
"Tam yayı tutmak için eğilirken, üç gümüş okun birleştiği yerden parlak bir ışık uzandı: parmak kalınlığında kubbeye doğru...
Işığın şiddetinden her şey bir anda durdu. Herkes hipnotize edilmiş gibi ışığa bakıyordu. Işık altıntopun etrafında halkalandı. Göz açıp kapayıncaya kadar çoğaldı ve bütün kubbeyi doldurdu.
Dışarıdakiler çığlık atmaya başladılar. Pencerelerden çıkan ışık okları dört minarelerinin ilk şerefelerine ulaşmıştı.
Güney istikâmetindeki üçer yollu iki minare, ilk şerefeden itibaren âleme doğru bembeyaz kesildi. Âlemlerde şimşek çakışına benzer patlama oldu ve buradan gökyüzüne ışık akışı başladı.
Kuzey tarafındaki iki minarede ise ilk şerefeden toprağa doğru ışık akışı olmuştu. Minareden Lalapaşa istikametinde olanından toprağa ulaşan ışık kuzeye doğru yayılmıştı. Diğer minarelerden akan ışık ise Meriç'in suyuna kavuşmuş, Meriç boyunca devam ederek Ege Denizi'ne ulaşmıştı." |