Kitap Tanıtımı |
Zamanın altın, pırlanta, hatta elmas dilimi bu saat!
İstisnasız her insanın O'na(say) en çok benzediği makam!
Daha dünyada iken Allah'a en yakın olmanın sırrı...
İlahi' aşkla coşarken, dilediğin an harem dairesine girme salahiyeti...
İmanlı oluşun, Allah'a koşuşun, Cennette çıkan zor yokuşun start noktası...
Hesapta milyonlar bile olsa, aranan şey bu saatte...
Meteliğe kurşun dahi atılsa, muhtaçlık yine bu saate...
Sınırsızca çıkmanın matematiği,
Düştükçe yükselmenin kimyası,
Ve 70 bin perdeyi tek tek yırtmanın simyası..
Hâlbuki tek ihtiyacı butydu şeytantın...
Bütün diktatörlerin asıl kaybettikleri o'ydu...
Tek dişi kalmış medeniyetin çorak gönlü ona susuz;
Asr'ın ve insantın ona olan hasreti hala sonsuz...
Ne ki milyonların saatinde akrep hiç uğramıyor bu kerteye;
Ve yelkovan yüzü görmedi bu dilim, yığınlann gönlünde...
Oysa müthiş bir talep ve çıldırtıcı bir iştiyak var bu vakte...
Miraç gecesi Nur Nebi'ye sunulan o en büyük akit!
O saatin tüm gönülleri çınlatma vaktidir bu vakit!..
Zamansız ve amansız...
Tek saniye beklemeden...
Bir an olsun tereddüt dahi etmeden...
"Bodoslama" denir ya hani, işte tam öyle...
Hem de orta yerine, tam merkezine hayatın...
Ve gönül saraylarının en mahrem yerlerine...
Günah gitmiş olsun sizden, Ve biz sormuş olalım yine de:
"Allah'a ayıracak tek saatiniz var mı?.." |