Kitap Tanıtımı |
Tarihîmizde yeterince değer verilememiş bilim ve gönül erlerimizin sayısı pek çoktur denilse yanlış olmaz sanırız. Bunlardan biri belki de en talihsizi hekim, bilgin, İkinci Mehmed Han ın hocası, şeyhi, fetih arkadaşı Hamzaoğlu Akşemseddîn Mehmed dir.
Bu eseri hazırlarken yapmış olduğumuz araştırmalar sırasında -üzülerek belirtelim ki- bu büyük ve değerli kişi üstünde başlı başına yazılmış ve basılmış bir eserle karşılaşamadık. Emir Hüseyin-i Enîsî nin yazmış olduğu Manâkib de uzun yıllar kütüphanelerin raflarında bekledikten sonra yayınlanmıştı. Bu durum bizi Akşemseddîn üstünde gereğince bilgiye sahip olabilmek için onunla uzaktan ve yakından ilgisi olan çok hacimli birçok kaynağın baştan sona gözden geçirilmesi güçlüğü ile karşı karşıya bıraktı. Kaynaklar bölümünde görüleceği gibi gösterdiğimiz kaynakların incelenmesi ile bu eser ortaya geldi. Eksiksiz olduğunu söylemek çok büyük ve yanlış bir iddia olur. Ancak konusunda ilk yazılan kitaptır denilse yanlış olmaz.
Bu eser Akşemseddîn üstüne bundan sonra yapılacak çalışmalara yardım edebilirse biz kendimizi görevimizin bir bölümünü yapmış sayacağız. Çünkü araştırmamızda başvurduğumuz eserlerin çoğu daha yayınlanmamıştır. Akşemseddîn üstünde yazı yazanların hemen hemen hiç biri bunlara başvurmamıştır. Bu konuyu yeniden bütün yönleriyle araştıracak olanlar, gösterilen kaynaklardan gereği gibi yararlanabilme fırsatını kolayca elde etmiş olacaklardır.
İkinci Mehmed Han a Kostantin şehrinin kapılarını açacağını bildiren ve bu açışın gerçekleştirilmesi için manevî yardımını hiç bir vakit esirgemeyen Akşemseddîn e karşı onu öğrenip, öğretmek görevimizi eksiksiz olarak yerine getirmemiz hem bir değerbilirlik hem de milli, insanî, dinî bir borçtur.
Türk bilim ve bilgeliğinin değerli kalemleri bu büyük kişinin hayatının bilinmeyen yönlerini araştırmalı ve aydınlığa kavuşturmalıdır. Alpaslan ın Malazgirt te 1071 te giriştiği Anadolu nun açılması işi Fatih in Kostantin şehrini açmasıyla Anadolu ölçüsünde tamamlanmıştı. Fatih in hocası, şeyhi ve arkadaşı olan o büyük ermişi Fatih gibi tanımak ve tanıtmakla nesne ve anlamın birlikte oluşunda millî ve tarihî hayatımızın yüksekliği gösterilmiş olur. Bu bakımdan da ayrıca incelenmelidir.
Bundan sonra bu alanda çalışacak araştırmacılara başarılar dilerken eserde elimizde olmadan ortaya çıkmış olan eksikliklerden dolayı hem okuyuculardan hem de hayat hikâyelerine konunun gereği değindiğimiz kişilerin manevî kişiliklerinden özür dileriz. |