Kitap Tanıtımı |
Kadim dönemden beri insanlar düşünce faaliyeti içerisindedirler. Düşünmek tek başına bir eylem değildir. Düşünmek eylemi içerisinde bol miktarda metafizik öğe taşıyan bir kavramdır. En basitinden düşünce ürünü olan şeylere dahi bakıldığında ne demek istendiği daha net bir biçimde anlaşılacaktır.
Doğada diğer canlılar barınmak için bir takım doğal olan unsurları kullanmaktadır. Yani doğada olanı yine doğadan elde etmektedirler. Oysa insan bir ihtiyaç olan ve onu soğuktan yağmurdan koruyacak olan evi inşa etmek yine doğada olanı kullanacak fakat onu bir terkip neticesinde elde edecektir.
Canlılar hayatlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadırlar. Mesela bir aslan acıktığı zaman avını yakalar ve karnını doyurur.
Oysa insan öyle değildir. İnsan besin olarak alacağı şeyi pişirerek yemektedir. Yemeği pişirmek diye bir hadise doğada kendi başına var olan bir şey değildir. Bu anlamıyla da yemeği pişirmek metafizik bir hadisedir. Hiçbir aslan avını yakaladıktan sonra onu pişirme gibi bir eylem içerisinde olmamıştır. Bütün bunlar düşünüldüğünde insanın bir metafizik tarafının hep olduğu ortaya çıkmaktadır. Şimdi soru şu bu metafizik taraf her insanda aynı oranda mı mevcuttur? Ya da soruyu şu şekilde sormak daha doğru olur. Bu meta¬fizik tarafımızı kullanıyor muyuz ve onu kullanmanın bir yolu var mıdır? Onu çalışmasını tetikleyecek fak¬törler nelerdir? |