Kitap Tanıtımı |
'Kirli bir sis perdesinin ardına sığınarak yaşadığı utancı gizlemeye çalışan şehir, gittikçe griden siyaha geçerek utanç perdesini kalınlaştırıyordu. Öyle karanlık bir geceydi ki ay bile hicabından tutulmuş yeryüzünde yaşanan bu vahşeti görmek istememişti. Tıpkı Kayseri’de yaşanan o vahşi kıyımda olduğu gibi yine ölümün o ekşimsi kekre kokusu kanın şekerli ve yapış yapış kokusuna karışmış artık bu şehirde nefes almak ölümü içine çekmekle eş değer olmuştu. Mazlumlar, zalimlerin elinde can verirken bu kıyıma sessiz kalanlar, vicdanlarını susturmak için bin bir türlü masallarla kendilerini avutmuş, insanlık bir kez daha hırslara kurban edilmişti. Ahi Evran, diğer adıyla Nasirü’d-din Mahmud ya da kimilerine göre Hoca Nasreddin de işte bu hırsa kurban gidenlerden sadece bir tanesiydi… (Tanıtım Bülteninden) ) |