Kitap Tanıtımı |
Suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenen suçların aydınlatılmasında büyük fayda sağlayan iletişimin denetlenmesi, aynı zamanda kişilerin özel hayatlarının en gizli alanlarının deşifre edilmesine sebep olabilmektedir.
Ülkemizde iletişimin denetlenmesine ilişkin sistem 2005 yılında yeniden dizayn edilmiş ve uygulanmaya başlamıştır. Bu sistem delilden sanığa gitme ilkesinin hayata geçmesine ve çok sayıda suç örgütünün çökertilmesine imkan vermiştir. Ancak bununla beraber çok sayıda vatandaşın telefonunun dinlendiği konusunda endişelenmesine de sebep olmuştur. İletişimin denetlenmesinin suçla etkin mücadele için kullanılmaya devam edilmesi, ancak varsa vatandaşları endişelendiren yönlerinin de giderilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu standartta bir sistemin oluşturulabilmesi için çağdaş referanslara da bakmak gerekir. Bu kitapta, ilk olarak ülkemizde kurulun iletişimin denetlenmesine ilişkin sistemin işleyişi tüm detaylarıyla sade ve anlaşılır bir dille anlatılmaktadır.
İkinci olarak da. Ülkemizde kurulan bu sistemin, çağdaş ülkelerdeki sistemlerle ve konuyla ilgili çok sağlam kriterler koyan AİHM'nin kararlarıyla uyumlu olup olmadığı ya da ne kadar uyumlu olduğu ortaya konulmaktadır.
Çalışma, konuya ilişkin pek çok tartışmalı noktaya Yargıtay ve Danıştay kararları ile ışık tutmaktadır.
Kitapta Bulunan Konu Başlıkları
- Adlî Amaçlı iletişimin Denetlenmesi
- İstihbarî Amaçlı iletişimin Denetlenmesi
- Avrupa Ülkelerinde İletişimin Denetlenmesi
- İletişimin Denetlenmesinin Koşulları
- İletişimin Denetlenmesi Yasağı
- Kuvvetli Şüphe Sebebi
- İletişim Kayıtlarının Yok Edilmesi
- Elde Edilen Bilgilerin Delil Niteliği
- Tesadüfen Elde Edilen Deliller
- Tesadüfi Delillerin Kullanımıyla İlgili Sınırlamalar
- Keyfiliği Önleyici Güvenceler
- Telekomünikasyon İletişimi Başkanlığının Yapısı ve Görevleri
- AİHS ve AİHM Perspektifinde İletişimin Denetlenmesi
- Yargıtay ve Danıştayın Konuyla İlgili Kararları
- Ülkemizdeki Sistemin AİHM Kararları Çerçevesinde Analizi |