Kitap Tanıtımı |
Dışarısı o kadar yağmurlu ve soğuktu ki iliklerimize dek donduk… Koşuyorduk ama nereye? Karanlıkta yolunu kaybetmiş, kör yarasalar gibiydik… Ayakkabılarımızın içi de dışı da çamurla doluydu… Ayaklarından çıkan vıcık vıcık sesi ayazın keskin, uğultulu, kulakları rahatsız eden ıslık seslerine karıştı… Eylem adındaki dört yaşındaki kız, yağmurdan sırılsıklamdı, yağmur damlalarının altında ezildikçe ezildi… Ondan iki yaş büyük ağabeyi Hasan’a bağırdı gök-gürültüsünden sesini duyuramadı bir türlü… Gökyüzü yırtılmıştı sanki… Yağan yağmur değildi, bir nehrin taşan seli, bir okyanusun tsunamisi gibiydi, zayıf ve çelimsiz bedeni bu yükün altında ezildikçe ezildi… Nedense geri dönüp bakan Hasan, imdadına yetişti… Çamura saplanan kız kardeşini tüm gücünü harcayarak kucağına almaya çalıştı, beceremedi, o da çamura yığıldı kaldı… (Tanıtım Bülteninden) ) |