Kitap Tanıtımı |
?Ermeniler arasında sürgün konu edilmezdi. Büyükler konuşmazdı,
bizi de konuşturmazlardı. Biz çocuklar bazı şeylerin farkına varınca
soruyorduk, dedemiz, amcamız, teyzemiz nerde, filan diye. Öldüler,
deyip kestirip atıyorlardı büyükler. Sonraları anladık ki huzur içinde
yaşayabilelim, intikam peşinde koşmayalım diye anlatmıyorlarmış.
18-20 yaşına gelince, sağdan soldan duyduklarımızla yaşanan felaketi
biraz olsun öğrenmiştik ama artık kin güdecek yaşı geçmiştik. Çünkü
Türklerle iç içe yaşıyorduk, en yakın arkadaşlarımız, komşularımız
Türktü. Kime kızacaksın, kimden intikam alacaksın? Böyle olması,
büyüklerimizin sağduyulu davranması çok doğru oldu tabii. Yoksa
gençlik var, sağda solda birilerine çatar başımızı büyük belaya
sokardık."
Orduluların Harut Usta'sı, Bakırcı Mıgırdıç Usta'nın oğlu Harutyun
Artun... ?Karadeniz'de en yaşlı, son Ermeni", kendi ifadesiyle... Yeni adı
?Zafermilli" olan ama Ordu'nun güngörmüş yerlilerinin hâlâ eski adıyla
andığı Ermeni Mahallesi'ni, son Ermenilerin hayatlarını anlatıyor.
Ordu'nun mikro evreninde, Türkiye'nin son yüz elli yılının hüzünlü bir
dökümü...
İbrahim Dizman, hemşerisi Harut Usta'yı uzun uzun konuştururken,
ayrıca tanıklık ve gözlemlere başvurarak, özenle çerçeveleyerek
anlatıyor onun hikâyesini. ?Bakır tavayı, güğümü herkes yapar.
Ben farklı, orijinal ve memlekete yararlı şeyler yapmayı istedim
hayatım boyunca" diyen, memlekete ilk şofben geldiğinde onu söküp
inceleyerek sırrını keşfeden mahir bir ustanın hikâyesi bu aynı
zamanda |