Kitap Tanıtımı |
Resim onun için "aşk"tı, "sevgili"ydi, sevginin yerini tutmuştu. Ama bir de insana yönelik o büyük acı vardı yüreğinde taşıdığı. Bir gün onu peşinden sürükleyip götürecek kadar kuşatıcı acıma dalgaları... Çizgiler elinden kayıp gidiyor, tuvalde bir yüz... gülmeyi unutmuş bir yüz, acı çekmiş bir yüze dönüşerek, acı dalgalarıyla canlanıveriyordu. E1-Greco´rıun insanlarına, acının olgunlaştırdığı, saydamlaştırıp melekuti bir ifade kazandırdığı insanlarına benzer yüzler, düşlerin hapsedildiği dalgalarda, duyarlılığını paylaşacaklardı.
... Son olarak soyut, iç mücadelelerini tasvir eden kırık çizgilerle donattığı birkaç kara kalem resim yapmıştı. Taif bağlarında gönüllere süzülen bir ışık huzmesiydi Hz. Muhammed. Simasında tasavvur ettiği hüzünlü göçebe gülüşü ışık huzmesine dağılmıştı. Ayakları çalı dikenleriyle kanamıştı. Delilikle, sihirbazlıkla suçlanıyordu. Sadık eşi Hatice´yi ve hamisi amcası Ebu Talib´i yitirmişti. Haticesiz Nebi, Taif´te çocuklar ve serserilerce taşlanıyordu. Mübarek ayaklarından kanlar akıyordu. Sığındığı bağda bir asma kütüğünün gölgesindeki yakarışını renklerle resmetmeye çalışmıştı."Sen acıyanların en merhametlisisin. Sen zayıfların, ezilmişlerin Rabbisin. Sen, benim rabbimsin." |