Kitap Tanıtımı |
Tiyatro alanında başyapıt olarak değerlendirilen Esslin´in Absürd Tiyatro´su nihayet Türkiyeli okurla buluşuyor. Aydınlanma çağı ile başlayan ve Nietzsche ile "Tanrının öldüğünü" ilan eden dinsel inanç yitikliği, radikal toplumsal devrim umutlarının sönmesi, iki dünya savaşı ile ırkçılık ve barbarlığa dönüş...Her türlü ümit teminatları, bütün kesin anlamlar için yapılan açıklamaların maskeleri birer anlamsız hayal, boş sözler olarak yere düşmüştür. Hiç kuşku yok, bir çok insan için yirminci yüzyıl anlamından çok şey kaybetmiştir. Böylesi bir anlam yokluğu duygusu "dil"in kuşku ile karşılanışına doğru gider. Bunun sonucu olarak da Absürd tiyatro, anlamını yitirmiş bir dünyaya ve dilin fosilleşmiş biçimlerine yapılan saldırılarla dikkate değer bir şekilde ortaya çıkar. Absürd, düş, bilinçaltı ve zihinsel dünyayı paradoksal bir biçimde, yüceleştirme ve bu içsel manzarayı imgelendirmek için sahnesel metaforu bulabilme kapasitesine sahiptir. Kötümser olsalar da, sadece yılgınlığın dışa vurulması demek doğru olmaz Absürd oyunlar için; bildirilerinin arkasında yatan meydan okuma ise, yılgınlıktan başka her şeydir. Kolay çözüm yollarından, insana rahatlık veren hayallerden arınmak insana acı verebilir ama bu arınma, arkasında bir kuruluş ve özgürlük duygusu bırakır. Absürd tiyatro, işte bu yüzden, yılgınlık gözyaşları değil, özgürlüğe kavuşmanın verdiği kahkahaları uyandırır insanda. Evrensel kaos, dilin parçalanışı ve insanlığın armonik imgesinin eksikliğini yansıtmak için yapısal temel olarak benimsenen absürd tiyatro şimdiden tiyatro tarihinde yerini almıştır. |