Kitap Tanıtımı |
Hayattan Derlenen, Hayatı Derleyen Hikâyeler
Hikâye okumak; zaman darlığının moda olduğu günümüzde, daha kolay, daha tercih edilen ve daha çok insanın seçtiği bir okuma biçimidir. Gazete resimlerine bakıp, manşetlere göz değdirmeyi bir okuma biçimi sayanlar hariç elbette!
Hikâye yazmak ise; iyi bir gözlemci, maharetli bir duygu avcısı ve mutlaka usta bir kalem işçisi olmakla başlar. Yazar Ali Şanverdi de bu yolu yürüyen bir kalem emekçisi...
'Ah Kalbim' ile bir ömür asker yolu beklemenin sırrına yaklaştırırken; 'Yüzüm Yok'ta, sabah namazını kaçıran kahramanın o zarif mahcubiyetini izlettiriyor...
'27. Soru' adlı çalışma ile yazar, sınav telaşı ve hırsına kendilerini kaptırıp çocuklarını gözden kaçıran bir ana-babayı mı yoksa bizleri mi anlatıyor ikilemi yaşatırken; 'Dar Ayakkabı'da sıradan bir günlük olaydan hayatın özüne dair tefekküre davet ediyor adeta... Hele 'Randevu', muhtevasını söylemesek de insanı ürperten bir gerçeklikle temas ettiriyor sanki.
Hayata, onun özüne, rızaya, idealizme ve hayatı bir kademe daha yukarıda yaşama gayretine dair, zevkle okunası bir hikâye kitabı, Dokuz Numara.
Dokuz Numara, Ali Şanverdi'nin bazılarını gerçek hayattan, bir kısmını muhayyilesinden derlediği 15 hikâyeden oluşan ve "sokak ağzıyla" bir nükte yapmak icap ederse 'on numara' bir çalışma olmuş! |