Kitap Tanıtımı |
Özkan Fuat
Baş ağrısıyla uyandığım sabahlardan nefret ederdim. Çünkü kendini öldürme işi biraz zorlaşırdı. Diğer herkesi yaşattığı gibi beni de acı yaşatıyordu. Yine de aynı geride bıraktığım sabahlar gibi uyanmıştım. Rutinime devam ederek baş ağrısını yavaşça dindirecek ve aynı yavaşlıkta bugünlük de ölecektim.
Süheyl Nadir Demir
Şimdilik polisçilik oynayan üniforma müşküllerinden ayrı bir yerde olmak ve kendi ekibimle çalışmak bütün polis işlerinden iyiydi. Yeni bir mevta haberine kadar beklemek sıkıcıydı elbette. Sokakları karış karış gezerdim beklemek yerine. Gezerken denk gelirim belki diye. Bu dönemde elma, erik ağacı gibi cesetler. Her köşe başında kurtlanırlar.
Celal Nafiz Kök
Boş bir odada ne yapar insan, bilemiyordum. Camın pervazındaki uçuşan tozları izleyerek, yan odada kalan iki arsız sevgilinin gıcırtılarını dinleyerek sabi adamı bekliyordum. Yatak gıcırtıları ve inlemeleriyle saatin tik takları ahengi yakaladı. Zihnimin içerisinde fikirler harbe tutuşmuştu ki o anın ahengini ve içimdeki harbi, kapı tıklaması bozdu. Sahiden böyle salaş bir ses nasıl bir sanat eseri bestesinin ilhamı olabilmişti ki? Hayret doğrusu!
Üç farklı dil,
Üç farklı hayat,
Üç karakter,
Dört final...
Yer altı edebiyatını, örneklerinden farklı bir yere taşıyan 70'lerin Tuvaleti; sıradan insanların, sıradan karanlıklarını sert bir dille gösterirken, ekolüne bağlı kalarak da yer altı edebiyatının işlevselliğine dikkat çekiyor.
Kral, Soytarı Donu Giyer'in yazarından |