Kitap Tanıtımı |
Küreselleşme sonucu ortaya çıkan yeni iş koşulları çerçevesinde, örgütlerdeki liderlik anlayışında büyük kapsamlı değişiklikler meydana gelmiştir. Geleneksel hiyerarşik örgütlerde amaçların oluşturulması ve bu amaçlara ulaşmayı sağlayacak faaliyetlerin belirlenmesi, örgütü kontrol eden kişiler tarafından gerçekleştirilmekteydi. Bugün geçerli olan anlayış çerçevesi içerisinde ise paylaşılan sorumluluklar bulunmaktadır.
Sürekli değişen dünyada ve giderek artan rekabet ortamında, müşteri yaratabilmek, standartları belirleyebilmek, etkin bir organizasyonel yapıya ulaşmak, küresel rekabet gücünü arttırmak, uygarlığa katkıda bulunabilen bir organizasyona dönüşmek gibi amaçları başarabilmek için klasik yönetim reçeteleri yetersiz kalmakta, daha ileri düzeyde bir anlayışa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda etkin liderleri bulup çıkartmak ve onları yetiştirip geleceğe yön vermek örgütler için bir seçenek değil gereklilik olmaktadır.
İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan -liderlik- yönetim bilimi alanının en çok araştırmaya sahne olan konularının başında gelmektedir. Yapılan hemen hemen her araştırmada izleyenleri etkileyebilme yeteneği olarak tanımlanan liderliğin zaman ve örgütsel koşullara bağlı olarak farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır. Yani her çağ liderlik davranışlarını çevresel değişkenler ve hakim olan insan yapısına bağlı olarak şekillendirmektedir.
Küreselleşme nedeniyle sınırların ticari anlamda büyük ölçüde ortadan kalktığı, iletişim hızının arttığı, teknolojik değişimlerin hayatı şekillendirdigi 21. yüzyıl liderlik davranışlarını da bu etkenler çerçevesinde şekillendirmiştir. Yaşam koşullarını şekillendiren etkenlere bağlı olarak insana yönelim davranışının, duygusal zeka, vizyon, yetkilendirme, değişim, performans ve esnek yapının önem kazandığı bugünün toplumu, etkili liderliğe duyulan ihtiyacın belirginleşmesine de neden olmuştur.
Günümüz dinamik dünyasında organizasyon yönetimi, basit ve bildik formüller kullanılarak başarıya ulaşılamayacak kadar karmaşık bir iş halini almıştır. Günümüzde yöneticiler sorumluluklarının statüko ile belirlenmiş olduğu önyargısını aşmak zorundadırlar. Çünkü yöneticilerin işlerini yaparken gösterdikleri yetkinlik, önemli bir dereceye kadar tüm örgütün faaliyet kalitesini etkiler. Örgütlerde yöneticiler tek önemli etmen olmamakla birlikte organizasyonun başarısı üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahiptirler. Bunun sonucunda örgütün birer üyesi olarak tüm yöneticilerin etkin olmaları büyük önem taşır. Günümüzde yeni yöneticiler nasıl liderlik edileceğini öğrenmek istemektedirler. Çünkü bir örgütün başarısı, yöneticilerinin lider özelliklerine sahip olmasına bağlıdır.
21. Yüzyılda lider; vizyonu geniş, öngörüsü yüksek, karizmatik, krizleri, riskleri ve çatışmaları yönetebilen, zamanı en etkili biçimde kullanan, stresle başaçıkabilen, çalışanları yetkilendiren, onlara inisiyatif kullanma imkan ve olanaklarını yaratan, personelin sürekli eğitimini sağlayan, örgüt içinde işbirliği ve takım çalışmasını özendiren, astlarıyla arkadaş gibi olabilen, kaliteye önem veren, değişimin öncüsü ve planlayıcısı olan, stratejik, yeniliklere açık, iletişim becerisi yüksek, girişimci, entelektüel, kişilik sahibi, çalışanları etkileyen ve amaçlara yönlendiren, hitabeti ve ikna kabiliyeti olan, inançlı, azimli, kararlı, cesur, hoşgörülü, sabırlı, çalışkan, sosyal, alçakgönüllü, disiplinli, paylaşımcı, katılımcı, çalışanlara değer veren, onlara saygı duyan, tarafsız, objektif, güvenilir, çalışanları motive eden, sorumluluk duygusu olan, kendine güvenen bir yapıda olmalıdır.
Yukarıda ifade edilen temel tezler kapsamında hazırlanan çalışmanın tüm örgütlere, yöneticilere, bu alanda çalışma yapan araştırmacılara, uzmanlara ve öğrencilere faydalı olmasını diliyorum. Kitabın hazırlanması sırasında anlayış, sevgi, sabır, destek ve hoşgörüleriyle hep yanımda olan aileme sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca üzerimde büyük emek ve hakları bulunan tüm hocalarıma da saygılarımı iletiyorum. |