Kitap Tanıtımı |
Mimarlar Odası, Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programının 11. dönemini 2008 yılında yapıldı. Mimarlar Odası Yayınları arasında Türkçe / İngilizce çift dilli olarak yayımlanan, editörlüğünü N. Müge Cengizkanın yürüttüğü katalog, ödül alan, ödül adayı olan, katılımda bulunan yapı, proje ve fikirlerin kapsamlı bir dökümünü sunuyor. Geçen ödül dönemindeki kataloglardan içerik anlamında farklılaşan ve grafik tasarımı yenilenen katalog, yeni kurgusu ve yeni yüzü ile okuyucusu ile buluşuyor.
Katalogda sunulan 137 eser arasında 41 yapı, 83 proje, 13 fikir projesi yer alıyor. Bunlar arasından 4 yapı, 2 proje, 2 fikir projesi ödüllendirildi. Ödül alan eserler kapsamlı biçimde proje raporları ile birlikte yer alıyorlar: Bunlar YAPI DALInda Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi, İstanbul // Fahrettin Ayanlar, Ontur Otel, İzmir // Umut İnan, Efe İnan, DMC Ankara // Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Murat Tabanlıoğlu. YAPI / KORUMA-YAŞATMA DALInda Osmanlı Devlet Arşivleri Binası (Hazine-i Evrak) Restorasyonu, İstanbul // Acar Avunduk. PROJE DALInda Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı, İstanbul // emre arolat, gonca çırakoğlu, Bodrum Ortakent'te Hastane, Muğla // Esin Tercan, Erdal Özyurt, Ahmet Tercan. FİKİR SUNUMU DALInda Cihangir'in Çocukları // Seda Bildik Erdoğmuş, Esra Carus Gülaydın, Levent Ekolojik Gökdelen, İstanbul // Metin Hepgüler.
Katalogda, ayrıca, Seçici Kurul üyelerinden Atilla Yücel ve C. Abdi Güzerin değerlendirmeleri yer alıyor. Ödül alan / almayan tüm eserlere ilişkin genel bir değerlendirme içeren yazılar, prospektif bir bakış sunuyorlar. Sergi ve Ödül Programının Türkiye mimarlığındaki rolünün yanı sıra, Türkiyenin güncel mimarlık eğilimlerini saptamak açısından değerli görüşler içeriyorlar.
Güzer, Farklı Okumalara Açık Bir Süreç Olarak Ulusal Mimarlık Ödülleri başlıklı yazısında, ödül programının Türkiyede kurumsallaşmış tek ödül programı olduğunu söylüyor ve bu anlamda önemine değiniyor:
Katılımın içeriği incelendiğinde son yıllarda tartışılan, mimarlık yayınlarında yer alan yapıların büyük çoğunluğunun temsil edildiğini gözlüyoruz. Bu da ödülün mimarlık ortamı ile ilişki kurmakta kısa düşmediğinin göstergesi. [...] Günümüz çok seslilik ve çeşitlilik ortamında mimarlık ürünlerinin ulaştığı sayısal ve anlamsal çeşitlilik, barındırdıkları değer farklılıklarının tartışılmasını güçleştirmektedir. Özellikle eleştirel bir toplum kültürünün ve buna bağlı olarak mimarlık eleştirisinin yerleşiklik kazanmadığı Türkiye gibi ortamlarda bu daha da güç hale gelmektedir. Bu nedenle bu tür ve benzeri ödül ortamları herşeyden önce ve ödüllerin kendisine bağlı kalmaksızın bir tartışma ve değerlendirme ortamının arka planını oluşturmaları nedeni ile önemlidir. Bu anlamda ödül süreçlerini seçim sonuçları ile biten bir süreç değil, özellikle mimarlık tartışmalarının canlı tutulmasına ve eleştiri geleneğinin yerleşmesine hizmet eden ucu açık süreçler olarak algılamak gerekir.
2010 Yılından 2008 Ulusal Mimarlık Ödüllerine Bakış başlıklı yazısında Yücel, katılan eserlerin büyük çoğunluğunun 1980ler postmodernizminin lafazan ifadeciliğinden de, historisist etkilerden de uzak durduğu... [...] Yerelci tavırlar da bu dönemin projelerinde geçmiş dönemlere oranla ağırlıklarını giderek azaltmış durumda. görüşünde. Genel gözlemlerini ise şöyle ifade ediyor:
Türkiye mimarlığı büyük kentlerde üretiliyor. 1950li, 60lı yıllara oranla, taşra da nitelikli bir mimari etkinliğin sahnesi olabiliyor, ama hem etkinlik, hem bu etkinliği üreten aktörlerin, tasarımın mekânı olarak merkezin egemenliği tartışılmaz. İstanbul bu etkinliğin odağı, hem kendi metropol coğrafyasının, hem ulusal üretimin, hem de yurtdışında gerçekleştirilen tasarımların mutfağı, ana mekânı. İstanbulu, Ankara ve bir ölçüde İstanbulun şubesi gibi çalışan Bodrum, kısmen İzmir izliyor.
Yetkinlik iddiasındaki mimari üretimin yaygın uygulama alanlarının başında konut gelmekte; alışveriş mekânları, turizm, işyerleri, kısmen kültür ve toplum yapıları onu izliyor. Özel girişimciler ve kullanıcılar için yapılan projeler, ciddi tasarım etkinliğinin ağırlıklı bölümünü oluşturuyor. Hizmet üretiminin öncelik kazandığı bir kapitalist ekonominin mekânı ve o mekânın mimarisi.
Güncel, onaylanmış, trendy mimarlık eğilimleri, Türkiye mimarlığının seçkinci kesimi için ağırlıklı bir ifade alanı oluşturmakta. Bu eğilim içindeki projeler yeni, ama yenilikçi sayılabilecek, farklı denemeleri göze alan, risk yüklenen örnek sayısı az.
Avangard her gün üretilemez elbette, ama Türkiye mimarlık ortamı göreli olarak öncü sayılabilecek yeni deneyimleri üretmek için de yeterli koşullara, mevcut denklemler içinde henüz sahip değil.
Katalog yenilenen içerik ve tasarımı ile hem bir ödül katalogu olmanın gerektirdiği görselliği ön plana alıyor, hem de bu yapı, proje ve fikirleri güncel Türkiye mimarlığı bağlamına oturtmaya özen ve çaba gösteriyor.
KÜNYE
Yayına Hazırlayan N. Müge Cengizkan
Çeviri Derin İnan
Grafik Tasarım Nilgün Kara Babacan
Grafik Uygulama Ferhat Babacan |