Kitap Tanıtımı |
Tüketici Hukuku'nu diğer bütün hukuk dallarından ayıran en önemli özellik, istisnasız her şahsın aynı zamanda tüketici sıfatını taşıması ve şüphesiz her gün onlarca hatta belki yüzlerce tüketici işlemi yapmasıdır. Tüketici Hukuku, doğum işleminizi yapan kişi veya kuruluştan aldığınız hizmetten, mirasçılarınızın vefat işlemleriniz sırasında isminizin yazılı olduğu mermeri satın almak için kurduğu akde kadar gerçek manada hayatın her safhasında yer alır. Tüketici Hukuku, şahsın refahını ve hayat kalitesini doğrudan etkilediği gibi ülke refahını da doğrudan etkileme gücüne ve kabiliyetine sahiptir
Şu an için kısıtlı bir alana sahip olsa da, ister istemez bu hukuk dalı gelişme hızını her geçen gün artırarak devam ettirecek ve şu an için diğer hukuk dallarının içerisinde olduğu kabul edilen işlemlerin birçoğunu kendi bünyesine katacaktır. Hatta öngörümüz o dur ki, zamanla Tüketici Hukuku, şu ana kadar sıkça kullanılan bazı özel ve genel kanunları yedekleyerek üst başlık halini alacak ve kendine özgü kürsülerin oluşmasını zorunlu kılacaktır.
Bütün bu hayati öneme rağmen, ne yazık ki ülkemizde tüketici hukukunun çok gelişmiş bir hukuk dalı olduğundan söz edemiyoruz. Zira tüketici hukukunun ana iskeletinin bir türlü kurulamadığını üzülerek görüyoruz. Hâlbuki tüketici hukukunun esaslı temellere oturtulamamasından, hem tüketiciler hem sektör hem kamu zarar görmekte ve neticede, bu alandaki eksiklikler herkese kaybettirmektedir.
İşte bu noktada Tüketici Hukuku Enstitüsü, bu sene ikincisini yaptığı tüketici hukuku sempozyumlarını, her sene Kasım ayının son haftasında düzenli olarak yaparak gelenekselleştirmeye, teorik tartışmaların dışına çıkarak doğrudan uygulamaya yönelik tartışmalarla işlevselleştirmeye ve tüketici hukukunun bütün taraflarını bir araya getirerek kamusallaştırmaya çalışmakta ve ülke tüketici hukukunu dünya standartlarının üzerinde geliştirerek bütün denge unsurları için faydalı hale getirmeyi ve Türkiye'yi uluslararası camiada tüketici hukukunun merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir. |